İŞLER GÜÇLER VE DE DOSTLAR

İŞLER GÜÇLER VE DE DOSTLAR






Bir arkadaşımla oturmuş sohbet ederken, kendi tanıdığı birine kırılmış olmalı ki, dert yandı; “adama ayda yılda bir gün işimiz düştü, telefon ettim, ne açtı ne de sonradan döndü” dedi.





Tanıdığının ismini vermedi. Ya benim bilmemi istemiyordu ya da bildik biri olmadığı için önemsemedi. Sadece “bir arkadaş” dedi.





Ancak onun “ayda yılda bir gün işimiz düştü” demesi kafama takıldı.





“Arkadaşınla devamlı görüşüyor musun. Yani samimi misin?” diye sordum.





“Samimiydik. Ancak çok uzun zaman geçti, görüşmeyeli” dedi.





“Ne kadar uzun?”





“Nerden bileyim. Sen de on, ben diyeyim on beş yıl oldu herhalde.”





Şaşırdım. “Yani neredeyse on beş yıldır görmediğin bir arkadaşını, aradın. Ama işin düştüğü için… Peki bu güne kadar neden arayıp, sormadın? Belki başına bir iş gelmiştir. Allah geçinden versin ama adam beki de öteki tarafa göçmüştür.”





“Yok canım. Yaşıyor daha… Yaşadığını bilmesem arar mıyım? Ama o kadar yıldan sonra aramışım ben… İnsan eski güzel günlerin hatırına açar telefonu.”





“Peki, bu güne kadar neden arayıp, sormadın arkadaşını?”





“Yahu iş güç meselesi… Sen de biliyorsun yaşadığımız olayları… Bir sürü sıkıntı atlattık. İşyerini genişlettik, bir ara iş için yurt dışına gidip, bir süre dışarda kaldım. Sonra dönüp yeni bir yer bul, tadilat falan filan… Sonra ev işleri, çoluk çocuk… Başımızda bir sürü iş var… İhmal ettik arkadaşları…”





“Anladım, iş güç meselesi yani… Peki şimdi neden aradın?”





“Yahu arkadaşın çevresi çok. Eli kolu uzun biri. Bir konuyla ilgili yardımını isteyecektim. Belki oralarda tanıdığı vardır diye sorayım dedim.”





“Telefon numarasını nerden buldun?





“Ortak bir dostumuzdan aldım. Zaten nerede görev yaptığını da tesadüfen arkadaşla konuşurken öğrendim. İçimden belki bir işe yarar, arayıp, hem hatırını sorayım hem de ağzını yoklayayım, yardımı olur mu diye dedim di…”





“Anladım, özlediğinden ya da merak ettiğinden değil yani…”





“Ya, özledik tabii, özlemez olur muyum? Onunla geçmişte ne günlerimiz oldu, canciğer dosttuk yani. Ama araya yıllar girdi, iş güç, çoluk çocuk, uzak kaldık birbirimizden…”





“Haklısın, araya iş güç girince insan en yakın akrabasını bile unutuyor bazen. Ama bana göre biraz işten güçten sıyrılıp, araya arkadaşı, dostu, akrabaları da sıkıştırmak gerekir. Yoksa bu dünyanın işi güç bitmiyor. Biri bitiyor öteki başlıyor, bir de bakmışız ömür bitmiş…”





Arkadaşım çayından bir yudum daha aldı, masanın üzerinde bıraktığı cep telefonunu alıp bir numarayı tuşladı, tuşladığı numara meşgul çıkınca öfkeli bir şekilde masaya fırlatır gibi bıraktı.. Zaten oturduğumuzdan beri gözü telefondaydı, sanırım birinin aramasını bekliyordu…





Tam karşımdaydı. Ona biraz daha dikkatlice baktım, daha doğrusu yüz hatlarını inceledim. Aynı yaşta sayılırdık. Ama benden en az on yaş daha yaşlı gösteriyordu. Saçları tamamen dökülmüş, sakal bıyık beyazlaşmış, göz kenarları kırış kırıştı. Sigaranın biri bitmeden ötekini yakıyor, benimle konuşurken bile başını sağa sola çevirip, etrafa bakınıyordu. Gözleri yuvalarında fıldır fıldır dönüyordu. Sanki orada değil gibiydi..





“Sanırım kendini fazla yoruyorsun, işe güce fazla takılma, sağlığını da düşün biraz” dedim.





Sigarasından derin bir nefes çektikten sonra, masadaki çay bardağını alıp, son yudumunu da içti… Bardağı masaya bırakmadan konuşarak, “Allah’a şükür o konuda bir sıkıntım yok. Biraz yüksek tansiyon, az da şeker var… Bazen yorulunca göğsüm sıkışıyor ama sonra geçiyor… Sağ olsunlar doktor arkadaşlar var, acil bir şey olursa kapılarını çalıyoruz” dedi.





Söyleyecek bir şey bulamadım. O kendi yolunu çizmiş, son sürat gidiyordu. Ama nereye, hangi yöne doğru gittiğinden emin değildim. Devamlı iş güç deyip duruyordu.





Ve işi düştüğü için yıllardır arayıp sormadığı, bir zamanlar çok samimi olduklarını söylediği dostunu aramış ancak ulaşamayınca bozulmuştu. Hatta aradığı numara meşgul olduğu için ve geri de dönülmediğinden dolayı kızmıştı.





Çünkü işiyle ilgili çözmesi gereken bir sorunu vardı. Eminim ki işi düşmese ve arkadaşı da iş bitirecek bir konumda olmasaydı onu daha yıllarca arayıp sormazdı.





Biraz daha oturduktan sonra müsaade istedim, arkadaşımı işleriyle baş başa bıraktım… İzlemek istediğim çok güzel bir resim sergisi açılacaktı, kültür merkezine doğru yürüdüm.



Tuncay DAĞLI

13.03.2023 09:02:22

YAZARLAR


KAYIP ALTIN KEMER ŞAMPİYON GÜREŞÇİDE

ULUSLARARASI FOTOĞRAFLAR ADANA TEPEBAĞ’DA GÖRÜCÜYE ÇIKTI

ÇALIŞANLAR ARTIK ‘RUH SAĞLIĞI İZNİ’ DE ALIYOR!

ABB BAŞKANI MEZUN OLDUĞU LİSAYİ ZİYARET ETTİ

TEKİN: MUHTARLARIMIZLA HİZMET SÖZLEŞMESİ YAPACAĞIZ

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA REKOR MERT DEMİR KONSERİNDE

BU BESİNLER, ALZHEİMER VE PARKİNSON RİSKİNİ AZALTIYOR!

"YANGINDAN MAL MI KAÇIRIYORSUNUZ?"

DÜNYA SANAT GÜNÜ’NDE ÜÇ SANATÇIYA ÖDÜL

İLACA ERİŞİM ENGELLENEMEZ!

BİRİKTİRME HASTALIĞI BELİRTİLERİ!

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALINDA HER GÜN ETKİNLİK

A.KADİR KAÇAR YAZDI/ DDY ÇILDIRMIŞ OLMALI...

TARKAN, YARININ KÖYLERİ İÇİN ADANA’DA

“ŞİDDET EN YAKICI SORUN HALİNE GELDİ”

“SEYHANLILARA VERDİĞİMİZ SÖZÜ TUTACAĞIZ”

SEYHAN’DA AK PARTİ’DEN 3 İSİM MHP'DE