İŞLERİNE SON VERİLEN 4B’Lİ SÖZLEŞMELİ DAVAYI KAZANDI MI?
Manşet Haber 12.06.2020 14:37:29 0

İŞLERİNE SON VERİLEN 4B’Lİ SÖZLEŞMELİ DAVAYI KAZANDI MI?

İŞLERİNE SON VERİLEN 4B’Lİ SÖZLEŞMELİ DAVAYI KAZANDI MI?






Türkiye Kamu-Sen Adana İl Temsilcisi Durdu Mehmet Girgeç, Adana Büyükşehir Belediyesi’nde iş akitleri feshedilen 4B’li sözleşmeli personeller için açılan ilk davayı kazandıklarını açıkladı.





Türkiye Kamu-Sen üyesi adına açılan davaların hukukun üstünlüğü ilkesine göre nihayete ereceğini ve hukukun herkes için bağlayıcı olacağını söylediklerini hatırlatan Girgeç, “Adana Büyükşehir Belediyesi’nde iş akitleri haksız ve hukuksuz bir şekilde feshedilen 4B’li sözleşmeli personellerimizin adına açtığımız ilk davayı kazandık. Biz, mücadelemizi Türkiye Kamu-Sen’e yakışır şekilde, hak ve hukuk içerisinde vereceğimizi.” dedi.





Açtıkları dava ile ilgili ayrıntıya yer vermeyen, davanın hangi mahkemede açılıp kazanıldığını da belirtmeyen Girgeç, yazılı açıklamasında, “Yargı kararı olmasına rağmen mağdur edilen yöneticilerimizin durumu hakkında mücadelemiz hukuki zeminde devam ediyor. Süreci yakindan takip ediyoruz. Sözleşmeli personellerimize yönelik kadro verilmesi süreci ayrı bir mücadeleyi; iş akitleri haksız ve hukuksuz bir şekilde feshedilen sözleşmeli personellerimiz içinse verilmesi gereken hukuki mücadele başka bir süreci gerektirmektedir. Bu mücadeleler içerisinde izlenilmesi gereken yol, hukuki zemine uygun bir şekilde sürdürülmektedir” ifadelerine yer verdi.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°