İSMET ATLI’NIN ‘ANIT  MEZAR’I NASIL YAPILDI?
Manşet Haber 6.04.2021 21:05:45 0

İSMET ATLI’NIN ‘ANIT MEZAR’I NASIL YAPILDI?

İSMET ATLI’NIN ‘ANIT MEZAR’I NASIL YAPILDI?



2014 yılının Kasım ayındaydık… O yıl birlikte çalıştığımız üstadım Mustafa Özke’yi İsmet Atlı’nın kardeşi Hüseyin Atlı aramış ve Kozan’a davet etmişti.
Mustafa Özke ile birlikte çıktık yola vardık Kozan’a…
Hüseyin Atlı ile buluştuk. Kendisi de güreşçi olan Hüseyin Atlı, ağabeyi Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu İsmet Atlı’yı tanıtan bir kitapçık hazırladıklarını ve o dönem Kozan Belediye Başkanı Musa Öztürk’ün kitabın basımı için destek sözü verdiğini, ancak sözünde durmadığını söyledi. Bunları konuşurken, Hüseyin Atlı’ya İsmet Atlı ağabeyin mezarını ziyaret edelim dedim ve Toklular Köyü’ndeki Mezarlığa gittik. Biz mezarı ararken, Hüseyin Atlı İsmet Atlı’nın yattığı yeri gösterdi.
Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu bir güreşçinin yattığı yeri görünce şoka girdik…
Mezarında baştaşı bile yoktu. Yani neredeyse “Kimsesizler” mezarı gibiydi. Hüseyin Atlı’ya sordum, “Ağabey mezar baştaşını niye yaptırmadınız? Maddi gücünüz mü yoktu…”
Hüseyin Atlı ağabey, “Biz ağabeyimin yattığı yeri yaptıracaktır Güreş Vakfı Başkanı bizlere “Siz bırakın biz Olimpiyat Şampiyonuna yakışır bir mezar yaptıracağız” diye cevap vermiş.
Gelin ve görün ki, 4 Nisan 2014’te vefat eden İsmet Atlı’nın mezarını ziyaret ettiğimiz Kasım ayında bile mezarının yapılmadığını gördük. Hatta mezar baştaşının olmadığını bile gördük…
Biz de gazetecilik refleksiyle mezarının başında fotoğrafları çektik-çektirdik ve ertesi gün gazetede, “ADININ YAZILDIĞI BİR MEZAR TAŞI BİLE YOK” üst başlığını verirken, “BURADA BİR ŞAMPİYON YATIYOR” başlığıyla gazetede haberi tam sayfa işledik. Haberin çıktığı gün Adana Büyükşehir Belediye Spor Kulübü Asbaşkanı kıymetli dostum Şehmus Uçar, aradı ve “Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu güreşçimiz İsmet Atlı ağabeye Adana Büyükşehir Belediyesi olarak anıt mezar yaptıracağız” dedi ve ertesi gün buluşarak İsmet Atlı’nın Kozan Toklular Köyü’nde bulunan kabrini ziyaret ettik. Şehmus Uçar’ın yanında mezar işlerini yapan bir ustayı getirdi. Usta İsmet Atlı’nın kabrinin ölçüsünü aldı ve kısa zamanda ‘Anıt Mezar’ yaptı…
Şimdi Seyhan Belediyesi’nde Meclis üyesi olan kıymetli dostum Şehmus Uçar, İsmet Atlı’nın ‘Anıt Mezarı’nı yaptırmıştı. Biz yine gittik, gördük ve bir Olimpiyat Şampiyonu’na yakışır bir ‘Anıt Mezar’ yapıldığını gördük ve Şehmus Uçar ile emeği geçenlere teşekkür ettik.
2015 yılında Türkiye Spor Yazarları Derneği Genel Merkezi’nin düzenlediği “Spor Yazarları Armağanı Yarışması”nda “BURADA BİR ŞAMPİYON YATIYOR” başlıklı haberim Türkiye genelinde birinciliğe layık görülmüştü. Yani bir bakıma futbol branşının dışındaki haberlerin de TSYD’de dikkate alındığını gördük.
Geçtiğimiz yıl ne yazık ki, İsmet Atlı’yı anmak unutulmuştu. Belki de pandeminin başlangıcı olduğu için unutulmuş olabilir. Bu yıl İsmet Atlı mezarı başında anıldı. Anma törenine İl Gençlik ve Spor Müdürü Muzaffer Çintımar, İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Kürşat Gültekin, Sarıçam Belediyesi Spor Müdürü Kadir Gül, MHP Kozan İlçe Başkanı Nihat Atlı, Türkiye Güreş Vakfı Adana Şube Başkanı İlyas Karabulut, Çukurova Başpehlivanı Mithat Birer, Milli Güreşçi Celal İnceler, Güreş il Temsilcisi Yusuf İnce, Akdeniz Oyunları Şampiyonu Hüseyin Atlı, Gençlik ve Spor şube müdürleri, güreş şampiyonları, güreş sporcuları ve çok sayıda aile yakını katıldı.
Anma programına katılan İl Gençlik ve Spor müdürü Muzaffer Çintimar’da, İsmet Atlı Güneş Merkezi’nin tam anlamı ile faaliyet vermediğine dikkat çekerek, bu konuda kendisinin de vebal altında olduğunu ve çok kısa zaman içerisinde şampiyona yakışır bir şekilde güreş merkezi yapılacağını söylemesi bir bakıma bir özeleştiriydi. Ancak, Muzaffer Çintimar müdürüm kendisini vebal altında tutmamalı. Çünkü, Adana’da daha yeni görev yapmaya başladı. Eminim ki, İsmet Atlı Güreş Merkezi için gereğini yapacaktır.
Bugün neden böyle bir yazı yazdım?..
Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu güreşçi İsmet Atlı’nın o “Anıt Mezarı”nın nasıl yapıldığını bilsinler istedim.
Mesela gönül isterdi ki, Adana’nın göbeğine İsmet Atlı’nın heykeli yapılsın…
Mesela Atatürk Parkı’na olabilir…
Mesela Adana Büyükşehir Belediye binasının da bulunduğu Dörtyol mevkiine yapılabilir.




YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°