Diyor ki Akif… Ve demek istiyor ki…
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Şair, bu kıtada“KORKMA,” diyerek millete sesleniyor. Al sancağımızın, bu ülkede en son ocak tüttüğü sürece dalgalanacağını, sahibinin bu millet olduğunu söylüyor.
Çatma, kurban olayım, çehrene ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül... Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.
Şair, burada dönüyor ve bayrağımıza sesleniyor. Kaşlarını çatmamasını, yüzünün hep gülmesini, aksi takdirde, uğrana dökülen kanlarının helal olmayacağını ifade ediyor.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Şair burada ezelden beri özgürce yaşadığımızı hatırlatarak, özgürlüğümüze kimsenin engel olamayacağını, hiç bir kuvvetin buna cesaret edemeyeceğini anlatıyor.. Buna teşebbüs edilirse kendini bile aşarak önüne çıkacak her türlü engeli yenecek güçte olduğunu vurguluyor.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
Medeniyet! dediğin tek dişi kalmış canavar?
Bu satırlarda 'çelik zırhlı duvar' sözleriyle Batı'daki teknolojinin gelişmişliğinden bahsedilmektedir. Ve o teknolojinin karşıtı olarak, bizim milletimizin manevi gücünün daha dabüyük olduğunu vurgulanıyor. Batı ise tek dişi kalmış bir canavara benzetilmiştir.
Arkadaş! Yurdumu alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bu kıtada Türk milletine sesleniş vardır. Herkesin kendini siper edip, özgürlüğümüz için savaşması gerektiğini, güzel günlerin ancak öyle bize geleceğini söylemiştir.
Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Topraklarımızın ve bu vatanın çok büyük zorluklarla kazanıldığını ve ne pahasına olursa olsun vatanımızı satmamamız gerektiği vurgulanıyor. Vatanın sadece topraktan ibaret olmadığıçünkü şehitlerimizin kanlarıyla sulandığı, her adımda bizim için canını veren şehitlerimiz olduğu hatırlatılıyor.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Bu kıtada, topraklarımız için her ferdin canını vermeye hazır olduğu söyleniyor ve topraklar sıkılsa her yerinden şehitlerin çıkacağı vurgulanıyor. Çünkü her bir parçada şehitlerimizin kanı varlığı anlatılıyor. Şair burada Tanrı’nın her şeyimizi almasını ama bizi yurdumuzdan mahrum etmemesini istiyor.
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli-
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
Şair bu satırlarda yine Tanrı’ya sesleniyor. Yurdumuza hiç bir düşmanın gelmemesini, okunan ezanların hiç susmamasını, bağımsızlığımızın hep devam etmesini diliyor.
O zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Şair eğer duaları kabul olursa ve bir mezar taşı olacaksa (Şehitlerin bir kısmının mezar taşı bile bulunmamaktadır.) o zaman başının gökyüzüne yükselecek kadar yüceleceğini söylüyor.
Dalgalan sende şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!
Özgürlük ve istiklal bizim ülkemizin hakkıdır ve her zaman da hakkı olacaktır. Türk Bayrağı göklerde her zaman dalgalanacaktır. Dalgalanmalıdır ki, dökülen kanlar hem ona, hem de bağımsızlığımıza helal olsun.
BİZ BU MARŞI, SON NEFESİMİZİ VERİNCEYE KADAR,
• HEM SÖYLEYECEĞİZ, HEM, SÖYLETECEĞİZ, HEM DE DİNLETECEĞİZ.
• NE OLURSA OLSUN, NEYE MALOLURSA OLSUN, KİM NE YAPARSA YAPSIN.
• NE MUTLU “TÜRKÜM”DİYENE !
