İYAD’dan sosyal medyada sınırlamaya tepki
Manşet Haber 4.09.2012 17:53:27 0

İYAD’dan sosyal medyada sınırlamaya tepki

İYAD’dan sosyal medyada sınırlamaya tepki

İnternet Yayıncıları Derneği (İYAD) Genel Başkanı Tayfun Sırman, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın “Sosyal medya büyük toplulukları gaza getirebiliyor, bu bir tehdittir, tedbir alınması lazım” şeklindeki sözlerini değerlendirdi.
Sırman, yaptığı açıklamada, basına yansıyan haberlerde Bakanlığın, Facebook ve Twitter’da anlık ya da saatlik durdurma için hazırlık yaptığı yönündeki gelişmeleri hayretle izlediklerini ifade etti.
SOSYAL MEDYA NE TERÖRÜN KAYNAĞI NE DE SORUMLUSUDUR
“Devlet ne yazık ki internet sansürünü meşru hale getirmek için güncel sorunları malzeme ediyor” diyen Sırman “Terör olaylarında ve toplumsal çatışma yaratabilecek olaylarda sosyal medya sitelerinin erişimine anlık veya saatlik müdahale edileceğinin açıklanması da benzer bir arayışın ürünüdür, sosyal medyanın içinde bulunulan terör ortamının kaynağıymış gibi gösterilmeye çalışılması, son derece yanlıştır” şeklinde konuştu.
VİETNAM’LA AYNI KATEGORİYE YÜKSELEBİLİRİZ
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2012 verilerine göre Türkiye’nin “İnternet Düşmanı Ülkeler” listesine girmeye aday olduğunu ifade eden Sırman, “Eğer sözü edilen düzenlemeler yapılırsa Burma, Suudi Arabistan ve Vietnam gibi ülkelerle aynı kategoride yer alabiliriz” dedi.
TÜRKİYE’DE YASAKLI SİTE SAYISININ 30 BİN’E YAKLAŞTIĞI TAHMİN EDİLİYOR
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından engellenen site sayısının her yıl katlanarak arttığına dikkati çeken Sırman, internet yayınlarını düzenleyen 5651 sayılı kanunun bir an önce akılcı biçimde ele alınması gerektiğini ve özellikle internetle yasak kavramının bağdaşmadığını dile getirdi. Buna rağmen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu yasaklı siteleri ve bu sitelerin sayısını açıklamaktan kaçınıyor” diyen Sırman şunları kaydetti:
“Türkiye, ziyaret edilen site çeşitliliği ve internette harcanan vakit açısından Avrupa birincisi. Türkiye’de çoğunluğunu pornografik içerikli 30 binde yakın site yasaklı durumda. Buna karşın bu sitelere erişim yasak tanımıyor. Pornografi siteleri yasaklandıkça daha çok ilgi çekiyor, ziyaret sayıları yasaklara rağmen artıyor.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°