İzgioğlu: AKP’nin çaresizlik itirafı
Manşet Haber 19.09.2012 15:03:07 0

İzgioğlu: AKP’nin çaresizlik itirafı

İzgioğlu: AKP’nin çaresizlik itirafı

MHP İl Başkanı Mustafa İzgioğlu, AKP Adana İl Başkanı Ziyaettin Yağcı’nın AKP hükümetinin terör karşısında çaresiz kaldığını itiraf ettiğini belirterek “Ama bu millet çaresiz değildir.” dedi.
İzgioğlu, Ziyaettin Yağcı’nın dünkü konuşmasını değerlendirerek şu açıklamada bulundu:
“Sayın Yağcı ‘Terör bu hükümetle de biteceğe benzemiyor’ demiş. Bu söz içindeki ‘de’ eki fazladan ve gereksiz kullanılmıştır. En doğrusu ‘Terör bu hükümetle bitmez’ olmalıydı. Çünkü terör, MHP’nin de ortağı olduğu koalisyon şartlarında dahi sıfırlanmıştı. AKP sıfır terör devraldı ve şimdi hangi noktaya getirildiğini millet kan ağlayarak izliyor. AKP’nin bu terörü bitirmeye niyeti yok. Niyeti olan bir siyasi iktidar, terörün hamiliğini üstlenen Barzani gibi isimlere petrol işleriyle nefes aldırmaz ve aynı isimleri büyük kongrelerine davet etmez. Niyeti olan iktidar, terörün elebaşlarıyla seçim öncesi pazarlık yapmaz; devletin hakimini, savcısını teröristin ayağına göndermez.”
OBAMA’NIN GÖSTERDİĞİ ‘SOPA’
İzgioğlu “Sayın Yağcı’nın ‘Bu cenazeler nasıl gelmez olur, onu da maalesef bilemiyoruz’ sözü Beşocak Meydanı’na asılacak afişlik bir itiraf. Bu söz, teröre teslim olmuş, her türlü pazarlığı yapmaya hazır mesajı içeren bir anlayışın ürünü. Terörü bitireceğine yönelik AKP hükümeti bugüne kadar milletimizi hep kandırmıştır. Ama Türk milliyetçileri hiçbir zaman bu yalana asla inanmamıştır. İktidar ağlama duvarı değildir. Çözüm üretme yeridir. AKP Adana İl Başkanı Sayın Yağcı, hükümetinin çaresizliğini itiraf etmiştir. Ama Türk milleti, Türk devleti çaresiz değildir. Çuval ile zillete düşen, sopa ile tehdit edilmeyi içine sindirenler, Türk devletinin gücünü hissettirecek iradeyi gösteremezler. Bunu halkımız da fark etti artık. Dolayısıyla akan kanı durdurmaya, akan gözyaşını silmeye gücünüz yetmiyorsa istifa edersiniz ve o kanı durduracak, o gözyaşını dindirecek olanlar gelir. Allah’ın izniyle Türk milletinin teveccühüyle Sayın Devlet Bahçeli’nin başbakanlığında Milliyetçi Hareket, terörün kökünü altı ayda kazımaya, Kandil’e ay yıldızlı bayrağı dikmeye hazırdır.” diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°