Jurassıc Park’a “Evet” Kararı
Manşet Haber 31.07.2015 13:00:25 0

Jurassıc Park’a “Evet” Kararı

Jurassıc Park’a “Evet” Kararı

Olağanüstü gündemle toplanan Çukurova Belediyesi Danışma Kurulu, Doğal Park 2’de yapımı devam eden Jurassic Park’a destek verdi. TMMOB bağlı Adana Şube Başkanları  “Bizden de evet ama ücret alınmamalı” diye görüş bildirdi. Başkan Çetin de 250 ağaç dikileceğini müjdeledi, “O park ve Çukurova canlansa iyi olmaz mı?” diye sordu.  

Çukurova Belediyesi’nden yapılan yazılı açıklama şöyle:

soner_cetin_cova_danisma_kurulu “Yeşil dokuya zarar vereceği” endişesini duyan kimi vatandaşların karşı çıktığı Jurassic Park konusu Çukurova Belediyesi Danışma Kurulu tarafından da masaya yatırıldı. Çeşitli dernek ve odaların başkanlarıyla akademisyen ve sanatçılarla Danışma Kurulunda görüşen Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, “Hayal Park yapılırken de karşı çıkanlar olmuştu. Ancak bugün Hayal Park’ı yeni tesislerle daha da geliştirmeye çalışıyoruz, herkes de çok memnun” dedi. “Neden başka bir yerde değil de parkta yapılıyor?” diye soru yöneltildiğine dikkat çeken Çetin, “Elimizde bu büyüklükte başka bir arsa yok.  Ayrıca Jurassic Park ancak ağaçlıklı bir alanda yapılabilir; çünkü konsept budur” dedi.

1 SANTİMETRE BETON GÖRÜRSENİZ SORUN!

“Ağaç kesilecek ve park betonlaşacak” biçimindeki endişelerin yersiz olduğunu vurgularken “Ne ağaç kesmesi, biz oraya 250 ağaç daha dikeceğiz ve bir santimetre dahi beton gözükmeyecek” diyen Başkan Soner Çetin, Jurassic Park içerisinde ayrıca 100 kadar canlı hayvanın yer alacağı özel bir bölüm olacağını açıkladı. Çetin sözlerini, “Gezi eylemlerine katılmış, Güzelyalı’daki bir mezbeleliği parka dönüştürüp adını Gezi Parkı koymaya karar vermiş bir insan yeşil karşıtı olabilir mi?” sorusuyla noktaladı. TMMOB İKK Sekreteri Hasan Emir Kavi, “Adana’nın bu güzelliğe ihtiyacı var” diyerek başladı ve şöyle sordu: Adana’ya katkısı da ortada ama girişte para alınırsa park park olmaktan çıkmaz mı?

“ADANA İÇİN FARKLILIK YARATACAĞI BELLİ”

Konuyla ilgili olarak üyelerin görüşleri özetle şöyle: Süleyman Mirzaoğlu:  Hukuki yanını bilmiyorum ama Adana için yararlı olacağı ve fark yaratacağı belli. Yakup Tatlı (şehir plancısı): Jurassic Park olsun, olmasına karşı değiliz ama girişinden ücret alınması doğru gelmiyor. Hanife Küçükyılmaz (KADER Bşk.): Bu parkın yapılmasını gönülden istiyor ve destekliyoruz. Meyvesi olan ağacı taşlarlar, çevre illerden de gelenler olacak; istihdama da katkı sağlayacaktır. Nesrin Çıtırık (HAYTAP Gen. Bşk.): Jurassic Parka neden karşıyız, yeşil azalmıyor, artıyor. İlgi çekecek ve istihdamı artıracaktır, karşı çıkılmamalı.

hasan_emir_kavi_cova_belediye“ÇOCUKLAR PARK İÇİN ŞİMDİDEN HEYECANLI”

Bekir Kamışlı (Mim. Od. Bşk.): Jurassic Park’a karşı değiliz ama imar planları açısından bir sorun varsa çözülmeli. Nesrin Göçhan (TÜRSAB Genel Bşk. Başdanışmanı): Çukurova’da turizmin gelişmesini istiyorsak Jurassic Park’a karşı çıkmamalıyız. Ancak bu işi de turizm planlamasıyla birlikte yapmalıyız. Çukurova Belediyemize destek vermemiz şart. Ramazan Doğru (Peyzaj Mim. Od. Bşk.): İnsan tanımaz, hukuk tanımaz bir kişi olan Melih Gökçek’le sizi kıyaslamak haksızlık. Böyle bir parkın yapılmasına karşı çıkılmasını anlamıyorum ama parkın park hüviyetini de koruması şart. Sema Turan Yapıcı (Ev-Kad Bşk.): Çocuklar şimdiden park için heyecanlılar. Çukurova ve Adana’ya değer katacaktır.soner_cetin_baskan

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°