Kadın Bedenini Malzeme Yapmaktan Vazgeçin!
Manşet Haber 11.10.2013 23:32:39 0

Kadın Bedenini Malzeme Yapmaktan Vazgeçin!

Kadın Bedenini Malzeme Yapmaktan Vazgeçin!

gokce_piskinpmCHP PM Üyesi Gökçe Pişkin, Hüseyin Çelik’in dekolte ile ilgili sözlerine yazılı bir açıklama yaparak cevap verdi. Açıklamasında iktidarın meşruiyetini kadın bedeni üzerinden sağladığını belirten Pişkin, Gözde Kansu ‘nun işten çıkarılmasını sert bir dille eleştirerek şunları ifade etti:

“Demokratikleşme Paketine türbanı özgürlük olarak sokanlar, kadın bedenini siyasete alet etmeye devam ediyorlar. Geçtiğimiz günlerde Gözde Kansu sunduğu programda giydiği kıyafet yüzünden AKP sözcüsünün hedefi haline geldi. Kansu’nun kıyafetini, dekoltesini eleştiren AKP sözcüsünün beyanı ile başbakanın damadının kanalı hemen düğmeye bastı ve Kansu’nun görevine son verildi.

Kerameti kendinden menkul bir demokrasi anlayışıyla ülkeyi yönetenler, paket paket demokrasi ile halkın dibine dinamit koyanlar kadın bedeni istismarı olmaksızın ayakta duramamaktadır. Buldukları ilk fırsatta kadın ayrımcılığını körükleyenler ya doğum şekline ya çocuk sayısına; ya eteğe, ya da dekolteye karışıp demokrasi maskesinin arkasındaki yüzlerini ortaya koyuyorlar.  Türbanı özgürlük sorunu olarak algılayan yönetici zevat, türbanlı olmayan kadınlar hakkında takındığı üslupla gericiliği pompalamaktır.

Türkiye’nin kadınları AKP’ye teslim olmak zorunda değildir. Türkiye’nin kadınları AKP’nin yarattığı algıya teslim olmak zorunda değildir. Kadının özgürlük mücadelesi, tarihin her döneminde vardır. Bu mücadelenin en çetin dönemi ise içinde bulunduğumuz günlerdir. Özgürlüğü ve demokrasiyi kendi algılarına göre dizayn eden, kendi fikirlerini destekleyenlerin yüceltildiği bir demokrasi anlayışı ayrılıkçılıktır. Bu ayrılıkçı anlayış kadın bedeni üzerinden kendini meşru hale getirmeye çalışmaktadır. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Ülkemizin tüm kadınları, acziyet içindeki hükümete bedenlerine dokunmaması gerektiğini onların anladığı dilde hatırlatmak zorundadır. Bu, kadınlarımızın en doğal hakkıdır. Gözde Kansu yalnız değildir, Gözde Kansu’ya yapılan bu ülkedeki tüm kadınlara yapılmış bir had bilmezliktir!”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°