Kadın, Kadının halinden anlıyor
Manşet Haber 15.09.2013 17:28:02 0

Kadın, Kadının halinden anlıyor

Kadın, Kadının halinden anlıyor

rcinkilic_fekeCumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Rukiye Çinkılıç, belediyecilikteki 20 yıllık tecrübesini Adana'ya yansıtmakta kararlı olduğunu açıkladı.

Çinkılıç, köylülerden ve esnaftan aldığı güçle Adana'nın kadın bir belediye başkanı kazanacağına ve kentin çehresinin değişeceğine inandığını belirtti.

CHP Aday Adayı  Avukat Rukiye Çinkılınç, Saimbeyli, Tufanbeyli ve Feke ilçrleri ile köylerini gezdi. İlçelerdeki pazar gezisi sırasında evlerinin geçimini sağlamaya çalışan köylü kadınlara günün anısına birer tülbent hediye eden Av. Rukiye Çinkılıç, 'Tülbent bizden oyası sizden. Elleri öpülesi kadınların daha rahat ve huzurlu ortamlara erişmesi için kararlı adımlar atacağız' dedi.
Belediyecilik hizmetleri dışında sosyal ve adil bir yönetim anlayışını hakim kılacaklarını ifade eden Av. Rukiye Çinkılıç, 'Vatandaşlarımızı sadece seçim dönemlerinde hatırlamayacağız. Diğerlerinin yaptığını yapmayacağız. Onların desteğini bekliyoruz ancak yıl içerisinde hal hatır sormaya geldiğimiz gibi seçimden önce de sonra da onlarla birlikte, el ele omuz omuza olacağız. Onların sorunlarını tespit etmek bizim en temel görevimiz olacak. Mütevazi, kararlı ve samimi olacağız. Adana'da yeni bir dönemin başlaması için vargücümüzle mücadele edeceğiz. Kadın isterse herşeyi başarır. Türk kadını kararlılığın ve başarının sembolüdür' diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°