KADINLARA, POZİTİF AYRIMCILIK İSTEDİ
Manşet Haber 16.10.2016 12:26:04 0

KADINLARA, POZİTİF AYRIMCILIK İSTEDİ

KADINLARA, POZİTİF AYRIMCILIK İSTEDİ

ADANA(ULUS)--TBMM Başkanlık Divanı Üyesi CHP Adana Milletvekili Av. Elif Doğan Türkmen ve milletvekili arkadaşları tarafından verilen önergeyle; KOSGEB destek programlarının eksikliklerinin belirlenmesi ve kadın girişimcilerin pozitif ayrımcılıkla destek programlarından daha kolay yararlanabilmelerinin sağlanması amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulması istendi.
Türkmen önergesinde; Türkiye’nin kadının iş gücüne katılımında OECD ülkeleri içinde sonuncu, dünyada ise 127. Sırada olduğuna dikkat çekerek, “nüfusun yaklaşık yarısını (38,2 milyon) kadınlar oluşturmaktadır. Çalışma çağındaki 28 milyonu aşkın kadın nüfusunun 11,5 milyonu ev kadınlarından oluşuyor. Eğitime devam eden, emekli, iş bulma umudu olmayan, mevsimlik çalışan kadınlar da eklendiğinde, çalışma çağında olup da iş gücüne dahil olmayan kadın sayısı 20 milyona yaklaşıyor” dedi
ÇALIŞAN KADIN SAYISI 5 MİLYON
İşgücü olarak geriye kalan 8,7 milyonluk kadın nüfusunun, 1 milyon 33 bininin işsiz, çalışır gözüken kadınların 2,4 milyonunun da kırsal kesimde ücretsiz aile işçisi olduğunu ifade eden Türkmen, “yani 28 milyondan fazla çalışma çağındaki kadın nüfusu içinde ücretli-yevmiyeli, işveren ya da kendi hesabına çalışanların sayısı sadece 5 milyon civarında” diye konuştu.
Gençlerin ve kadınların eğitime ve istihdama daha fazla katılmasının sağlanması, mevcut ve her geçen gün daha da bozulan bu eğilimin nedenlerinin dikkatle araştırılması ve değerlendirilmesinin zorunluluk olduğunu ve genç kadınların eğitime ve istihdama katılmalarını teşvik edici etkili yeni kamu politikalarına ihtiyaç duyulduğunu savunan Türkmen şunları söyledi:
POZİTİF AYRIMCILIĞIN ÖNEMİ
“Kadın erkek eşitliğinin hukuki, toplumsal , siyasal ve ekonomik katılım düzeyinde tam anlamıyla sağlanması sürdürülebilir kalkınmanın temel gereksinimlerinden biridir. Kadınların toplumsal ve ekonomik koşullarında yapılacak her türlü iyileştirme ve pozitif ayrımcılık bu nedenle temel öneme sahiptir.
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nın (KOSGEB) girişimciliğin desteklenmesi, yaygınlaştırılması ve başarılı işletmelerin kurulması amacıyla yürüttüğü ‘Girişimcilik Destek Programı’ Özellikle girişimci olmak isteyen kadınlar açısından son derece önemli bir projedir. KOSGEB bu programdan yararlanmak isteyen girişimcilere ücretsiz ‘Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri’ vermekte bilgi ve deneyim kazanmalarını sağlamaktadır. Ancak, bu eğitim sonrası belgesini alan girişimcilerin, destekten yararlanabilmeleri önce işletmelerini kendi imkanlarıyla kurma şartına bağlanmaktadır.
KADINLARA DESTEK ÖNCEDEN VERİLMELİ
Getirilen bu şart; işletmenin kuruluş giderlerini dahi karşılayamayacak durumda olan özellikle kadın girişimciler için büyük bir zorluk oluşturmakta ve söz konusu destek projesinden faydalanamamalarına neden olmaktadır. Belirlenen desteğin kadın girişimcilere işletmenin kuruluşu aşamasından önceden verilmesi, kadın girişimcilerin önünü açacak ve bu projenin amacına hizmet edecek bir uygulama olacaktır”
Türkmen, KOSGEB’in Girişimcilik Destek Programı ve benzer desteklerinin özellikle kadın girişimciler açısından uygulamadan ve mevzuattan kaynaklı eksiklerinin belirlenmesi, kadın girişimcilerin destek programlarından daha kolay yararlanabilmesi için alınması gereken tedbir ve politikaların tespiti amacıyla Meclis Araştırması açılması gerektiğini sözlerine ekledi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°