Kahvaltı yapmayan derse adapte olamaz
Manşet Haber 17.09.2012 10:19:06 0

Kahvaltı yapmayan derse adapte olamaz

Kahvaltı yapmayan derse adapte olamaz

Adana(Ulus)--Büyükşehirlerde okula giden çocuklar, ağır bir maraton yaşadıkları için güne erken başlıyor ve günün en önemli öğünü olan sabah kahvaltısı yapmadan evden çıkıyor. Bu da çocuğun okulda derslere adapte olmasını engelliyor.
Okul çağı çocukları büyüme ve gelişme döneminde olduklarından, günlük ortalama almaları gereken kalori miktarı ve alacakları besinlerin örüntüsü büyük önem taşımaktadır. Bu yaş grubu çocuklarda en sık yaşanan sorun, erken kalkmalarından dolayı kahvaltı öğününü atlamalarıdır. Beslenme ve Diyet Uzmanı Fadime Özgök, kahvaltının, okul çağı çocukları için günün en önemli öğünü olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi;

KAHVALTI ŞART

Kahvaltı vücudun enerji ihtiyacının karşılanmasında, vücut için gerekli besin ögelerinin günün ilk saatlerinde vücudun en fazla ihtiyaç duyduğu dönemde vücuda dengeli bir şekilde alınmasında, kan şekeri düzeylerinin dengelenmesinde, böylece dikkatin derse yoğunlaşmasında, güne daha dinamik başlamalarının sağlanmasında etkilidir. Kahvaltı yapılmadan okula gidildiğinde, öncelikle çeşitli sıkıntılar ve derse adapte olamama problemi ile karşılaşılmakta.

AİLECE KAHVALTI

Okulda sağlıksız kahvaltı alternatiflerinin önüne geçebilmek için ailecek kahvaltı yapılmalıdır. Kahvaltıda süt veya taze sıkılmış meyve suyu, yumurta, peynir, pekmez veya bal, zeytin, domates, salatalık gibi sebzeler tercih edilerek çeşitlilik sağlanmalıdır. Evde kahvaltı yapılamadığında sağlıklı sandwichler hazırlanarak bunların tüketilmesi sağlanabilir. Ara öğün olarak meyve, ayran veya süt beslenme çantasına konulabilir. Bu sayede okuldaki sağlıksız olarak nitelendirdiğimiz kahvaltı alternatifleri, poaça, çikolata, sucuklu tost, milföy hamuru ile yapılmış börek, tatlı bisküvi, hatta cipsler ve bunların yanında kolalı içecekler ve hazır meyve suları seçilmesinin önüne geçilmiş olacaktır. Yeterli ve dengeli beslenen; her besin grubundan ihtiyacı kadar tüketen çocuğun gelecekte obezite dediğimiz şişmanlık hastalığına ve bu hastalığın getirebileceği problemlere zemin hazırlanmasının da önüne geçilmiş olacaktır.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°