Kanalizasyon Sistemi Çöktü
Manşet Haber 30.09.2013 12:02:31 0

Kanalizasyon Sistemi Çöktü

Kanalizasyon Sistemi Çöktü

Karayolları adına D-400 Karayolu ile Ziyapaşa Bulvarı’nın kesiştiği noktada alt geçit çalışması yapan müteahhit firmanın dikkatsizliği, Büyükşehir’e bağlı ASKİ Genel Müdürlüğü’nün kanalizasyon sisteminin çökmesine neden oldu.

ASKİ Genel Müdürü Abdulkadir Küreksiz, “Karayolları adına çalışan alt geçit inşaatı yapan firma kazık çakma çalışmaları sırasında dikkatsizlik sonucu hattımıza zarar vermiş. Talihsiz bir kaza sonucu ortaya çıkan sorunu önce kendi imkanları ile çözmeye çalışmışlar. Başaramayınca bize başvurdular. Keşke konuyu daha hasar ilk ortaya çıktığında bize bildirselerdi. O zaman sorun bu kadar büyümezdi. Deplasesi 2010 yılında yapılan bu sistem şimdiye kadar sorunsuz çalışıyordu. Alt geçit inşaatı sırasında müteahhit firma sistemi çökertmiş. Bunun sonucunda da pis su boşluğa dolmaya başlamış. Pis suyu tahliye edeceğiz ve sistemi de by pass ederek sorunu gidereceğiz” dedi.

Büyükşehir Belediyesi ve ASKİ’nin altyapı konusunda büyük birikimi ve deneyimi olduğunu belirten Abdulkadir Küreksiz, “Ekiplerimiz Karayolları ekipleri ile birlikte gece gündüz çalışıyor. Hep birlikte sorunu en kısa sürece çözeceğiz. Ortaya çıkan hasarı da müteahhit firmadan talep edeceğiz” şeklinde konuştu.müteahhit_sistemi

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°