KARACİĞERİ BÜYÜTTÜLER HASTAYI YAŞAMA BAĞLADILAR!
Manşet Haber 23.08.2016 10:13:51 0

KARACİĞERİ BÜYÜTTÜLER HASTAYI YAŞAMA BAĞLADILAR!

KARACİĞERİ BÜYÜTTÜLER HASTAYI YAŞAMA BAĞLADILAR!

Balcalı Hastanesi doktorları bölgede ilk kez uyguladıkları bir teknikle hastanın yaşamını sağlamasına yetmeyecek kadar yetersiz olan karaciğeri vücut içinde büyüttü ve hastayı yaşama bağladı.

Kalın bağırsak kanseri nedeni ile 1 yıl önce Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Genel Cerrahi Kliniğinde kapalı ameliyat olan ve Niğde'nin Ulukışla ilçesinde yaşayan 63 yaşındaki Ali Yılmaz daha sonra kontrol için tekrar Balcalı Hastanesine geldi. Burada tekikleri yapılan Yılmaz’ın Karaciğer’in de çok sayıda tümör olduğu tespit edildi. Yılmaz hemen ameliyata alınırken kendisine Doç. Dr. Tolga Akçam ve Yard. Doç. Dr. Abdullah Ülkü tarafından bölgede ilk olarak uygulanan ve bir kaç aşamalı operasyonlar şeklinde geçen “ALPSS” tekniği ile karaciğerin sol tarafı büyütülerek iki katına çıkarıldı, sağ taraf ise küçültüldü. Yapılan operasyonların ardından hasta Ali Yılmaz normal yaşamına dönerek taburcu oldu. Yılmaz’ın kemoterapi süreçleri ise devam edecek.

KARACİĞER’İN SOL TARAFINI İKİ KATINA ÇIKARTTIK

Operasyon süreciyle ilgili bilgi veren Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tolga Akçam, hastanın kendilerine geldiğinde yapılan tetkiklerinde karaciğerinde çok sayıda tümör tespit ettiklerini, hemen ameliyata aldıklarını ameliyatta da karaciğerin sağ ve orta kısmında tümörler tespit ettiklerini belirtti.

Akçam, ameliyat sonrası karaciğerin sol tarafının çok küçük olduğu için hastaya yetmeyeceğini gördüklerini bunun üzerine karaciğerin sağ tarafını besleyen iki ana damarın bir tanesini bağladıklarını, Böylelikle sağ tarafın fonksiyonunu yarıya düşürdüklerini ve karaciğeri ortadan ikiye bölerek vücudun içinde ayrı ayrı bıraktıklarını ifade etti.Yapılan işlemle birlikte karaciğerin sol tarafının yarısının 3 haftada iki katı boyutuna ulaştığını sözlerine ekleyen Akçam bu işlemin amacının ise karaciğerin sağ tarafının azalan fonksiyonun sol kısım tarafından tamamlamak için sol tarafın büyümesini sağlamak olduğunu son olarak ise esas tümör olan karaciğerin sap ve orta kısmını başarıyla çıkarttıklarının altını çizdi. Akçam bu yöntemin bölgede bir ilk olduğuna vurgu yaparak, “ALPSS” adını verdikleri yöntemin özünde bir kaç aşamadan oluşan ameliyat tekniklerinin yattığını söyledi.

“KARACİĞER’İMİN RAHATSIZLIĞINI TESADİFEN ÖĞRENDİM”

Hasta Ali Yılmaz ise Balcalı’ya gelirken bağırsağında ki rahatsızlığın nüks ettiğini düşündüğünü ancak yapılan tetkiklerde karaciğerindeki sorunun ortaya çıktığını bu durumunda kendisi için kötü bir sürpriz olduğunu belirtti. Yılmaz, yapılan müdahalenin ardından şimdi kendisini çok iyi hissettiğini dile getirerek, doktorların karaciğerini kendi içinde büyüttüklerini söylediklerinde çok şaşırdığını vücudunda ki mevcut kalan karaciğerle yaşamını sürdürebileceğini söylediklerini dile getirirken sağlığına kavuşmasında emeği geçenlere ayrıca teşekkür etti.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°