Karakaya
Manşet Haber 13.06.2016 18:42:57 0

Karakaya'dan 'Çay' çağrısı!

Karakaya'dan 'Çay' çağrısı!

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Adana Milletvekili Prof. Dr. Mevlüt Karakaya; yaşlanmış, verimi azalan çaylıkların yenilenmemesi halinde çay üretiminin sekteye uğrayacağı uyarısında bulundu.

Karakaya, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik tarafından yazılı olarak cevaplandırılması talebiyle Meclis Başkanlığı’na verdiği önergede, 10-15 yaşından sonra ekonomik verime ulaşan, 50-60 yıl sonra bu verimden düşmeye başlayan çaylıkların bir kısmının çoktan ekonomik ömrünü doldurduğunu belirterek, 200 binin üzerinde ailenin üretim yaptığı ve 2 milyona yakın insanın geçimini sağlayan Karadeniz bölgesindeki çaylıkların yenilenme ihtiyacını gündeme getirdi.karakaya_meclis_esnaf

ÇAY ÜRETİMİ SEKTEYE UĞRAMAMALI

Karakaya “Yaşlanmış, verimden düşmüş, açılımlar nedeniyle yeknesaklığı bozulmuş çay bahçeleri acilen yenilenmelidir. Çay üretimimizin sekteye uğramaması bakımından çalışmalar hızlandırılmalı ve yaşlanmış çay ocakları bir program dâhilinde, Doğu Karadeniz bölgesi ekolojisine uygun üstün verim ve kaliteye sahip çeşitlerle yenilenmelidir. Ayrıca çaylıkların yenilemesi yapılırken üreticimizin mağdur edilmemesi ve desteklenmesi gerekmektedir” ifadesini kullandı.

ÇAY TARIMININ GELECEĞİNİ SORGULADI

MHP Adana Milletvekili Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, önergesinde şu soruları yöneltti:

“Ülkemizde bulunan çaylık alanların yaş ve verimlilik durumları nedir? Bakanlığınız tarafından 2013 yılında ‘Çaylıkların Yenilenmesi Projesi’nin başlatılacağı açıklanmıştır. Bu proje kapsamında hangi adımlar atılmıştır? Dünyanın en büyük çay üreticisi konumunda olan Çin, Hindistan ve Sri Lanka gibi ülkelerin ‘Çaylıkların Yenilenmesi’ konusunda yaptıkları çalışmalarla ilgili araştırmalar yapılmış mıdır? Doğu Karadeniz Bölgesinin en büyük geçim kaynağı olan çay tarımının geleceği için üretilen projeler nelerdir?”​

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°