KARALAR: İNSANLAR ADANA’YI TANIDIKÇA GELMEK İÇİN YARIŞACAKLAR
Manşet Haber 30.01.2020 21:20:31 0

KARALAR: İNSANLAR ADANA’YI TANIDIKÇA GELMEK İÇİN YARIŞACAKLAR

KARALAR: İNSANLAR ADANA’YI TANIDIKÇA GELMEK İÇİN YARIŞACAKLAR

Dünyanın en büyük turizm fuarında kurulan Adana Büyükşehir Belediyesi standı, kentin güzellikleri ve zenginlikleri adına vitrin oldu
Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT 2020, İstanbul TUYAP Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı. 2 Şubat tarihine kadar açık kalacak fuarda yer alan Adana Büyükşehir Belediyesi standı misafirlerini ağırlıyor.
EMITT Fuarı’nın açılışına katılan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana’nın turizm pastasından aldığı payı artırmak için çalıştıklarını açıkladı.
Başkan Zeydan Karalar, “EMITT Fuarındayız. Gördüğünüz gibi dünya burada. Dünyanın neresinde bir zenginlik, bir güzellik varsa onu tanıtmak için stantlar açılmış.
Turizm dünyada önemli bir sektör ve ekonomik hacmi 1 buçuk trilyon dolara doğru koşuyor. Türkiye bundan aslında istenildiği oranda payını alamıyor.
Türkiye yılda 100 milyon turist kapasitesi olan bir ülke. Türkiye’nin tanıtımı gerçekleştikçe bu kapasite artacak ve artıyor da zaten.
Türkiye’nin her geçen yıl aldığı turist sayısı artarken, Adana bu konuda yeterli gelişimi gösteremiyor. Adana’da her türlü zenginlik var. Adana’da tarih, lezzet, kültür, sanat, olağanüstü güzel iklim, olağanüstü sıcak insanlar, deniz, ova, dağ, zengin endemik bitki çeşitliliği var. Adana’da turizm için ne ararsan mevcut.
Bir turist hangisini seçmek istiyorsa hepsine sahip Adana. Adana’nın turizm gelirinden yeterince pay alması için, en yakın sürede gerekenleri yapacağız. Adana’yı bir turizm kenti yapacağız. Festivallerimiz var. Nisan’da Adana’da gerçekleştirilecek Portakal Çiçeği Karnavalı’na herkesi davet ediyoruz. ‘Adana’ya gel ciğerimi ye!’ diyoruz. Adana’ya gelenlerin gastronomik zenginliğimizi keşfetmeleri için sloganımız da bu” dedi.
Fuarda kurulan Adana Büyükşehir Belediyesi standıyla ilgili de bilgi veren Zeydan Karalar, “Burada kentler, şehirler zenginliklerini tanıtıyor. Buradaki standımız da adeta bir mini Adana oldu. Kültürel ve tarihsel zenginliklerimizi tanıtıyoruz.
Büyük ekranımızda Adana’daki güzellikleri, festivallerimizi tanıtıyoruz. İnsanlar Adana’yı tanıdıkça kentimize gelmek için birbirleriyle yarışacaklardır. Adana bir tutkudur, Adana bir lezzettir. Adana’da yaşamak gerçekten bir lezzettir” diye konuştu.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°