KARBONMONOKSİT ZEHİRLENMESİNE KARŞI UYARI
Manşet Haber 2.12.2021 20:52:13 0

KARBONMONOKSİT ZEHİRLENMESİNE KARŞI UYARI

KARBONMONOKSİT ZEHİRLENMESİNE KARŞI UYARI






Adana İl Sağlık Müdürlüğü- ülkemizde bilgisizlik, yanlış kullanım ve ihmal yüzünden soba, şofben,baca  kaynaklı zehirlenmelerin her yıl kış aylarında özellikle alçak basınçlı havalarda tehlikeli boyutlara ulaştığına dikkat çekerek yurttaşları uyardı.





Adana Valiliği İl Basın Ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, güneybatıdan esen lodos nedeniyle her yıl onlarca kişinin  başta sobadan olmak üzere sızan karbon monoksit gazı ile zehirlendiğim ifade edierek bu konuda yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:





“Karbonmonoksit renksiz, tatsız, kokusuz yanıcı zehirli bir gazdır. Vücuda solunum yolu ile girer ve doğrudan kana geçerek oksijen alımını engeller, zehirlenme ve ölüme neden olur. Karbonmonoksit zehirlenmeleri sıklıkla; kapalı ortamlarda açık ocaklar, bacası çekmeyen soba, şofben, bacasız gaz sobalarında yakıtın iyi yanmaması nedeni ile meydana gelir. Karbomonoksitle meydana gelen zehirlenmelerde kısa süre içerisinde tıbbi müdahale yapılmaz ise zehirlenmeler ölümle sonuçlanabilmektedir.





Olası bir zehirlenmede yapılacak ilk yardımla ilgili toplumun bilgilendirilmesi sağlanmalıdır (örn. kişinin olay mahallinden uzaklaştırılması, temiz havaya çıkarılmasının sağlanması, hastanın sıcak tutulması, acil sağlık hizmetlerinin kullanılması (112 nolu telefon), ambulans gelene kadar solunumu engelleyebilecek ağız ve burundaki kusmuk, balgam gibi maddelerin temizlenmesi, hastanın battaniye ile sarılarak vücut ısısının korunması ve en yakın sağlık kurumuna hastanın nakil edilmesinin sağlanması)





Soba ve Bacalarla İlgili Uyulması Gereken Kurallar





Kullanılan her türlü ısıtma cihazının kalite belgesine sahip olup olmadığına, garantilerine ve garanti sürelerine dikkat edilmeli,





Kullanılan yakıtın standartlara uygunluğu kontrol edilmeli, izin belgesi olmayan satıcılardan kömür alınmamalı,





Aşırı doldurulan sobanın duman yolu daralacağı, soba içinde düzensiz ısı dağılımı nedeniyle de baca çekişi zayıflayacağı için soba yakılırken aşırı doldurulmamasına dikkat edilmeli,





Sönmekte olan sobaya asla tutuşması güç yakıtlar konulmamalı, yakıt yavaş yavaş ilave edilmeli, yatmadan önce sobaya kesinlikle yakıt konulmamalı,





İyi ısınmayan ve alttan yakılan kömür sobalarında karbon monoksit zehirlenmesi riski artacağından soba tutuşturulurken yakıtın üstten yanması sağlanmalı,





Özellikle alçak basınçlı lodoslu havalarda ölüm olaylarında artış görüldüğü için eğer bacalar standartlara uygun değilse alçak basınçlı havalarda soba yakılmamalı, yakılması zorunlu ise gece yatarken mutlaka tam olarak söndürülmeli,





Soba borularının birbiriyle birleştirilmesinde hava ve baca gazı sızdırmazlığı sağlanmalı,





Sobanın bulunduğu yer sürekli havalandırılmalı,





Bacalar standartlara uygun ve yalıtımlı olmalı, düzenli olarak temizletilmeli,





Dumanın geri tepmesini önlemek için bacaların en üst noktasının çatının en üst noktasından 1m. daha yüksekte olması sağlanmalı ve baca şapkası mutlaka takılmalı,





Binaların Yangından Korunması yönündeki mevzuat hükümlerine uyulmasına özen gösterilmelidir





Şofben Kullanımında Dikkat Edilecek Hususlar





Alınan cihazın kalite belgesi ve garantilerine dikkat edilmeli,





Şofben mutlaka bacaya bağlanmalı, baca bağlantısı olmayan (bina aydınlığına v.b. bağlı) şofben asla çalıştırılmamalı,





Şofbenin monte edileceği mekan yeterli büyüklükte olmalı, şofben mümkünse banyo yerine balkona veya başka bir havadar mekana takılmalı, şofbenin montajı mutlaka yetkili servis tarafından yapılmalı,





Şofben zehirlenmeleri genellikle gaz kaçaklarından değil, yeterli havalandırma yapılmayan yerlerde yetersiz hava ve yetersiz yanma sonucunda oksijen oranının düşmesi ve karbonmonoksit oranının yükselmesiyle gerçekleştiği için şofbenin kullanıldığı yere sürekli temiz hava girmesi sağlanmalı,





Bacalar yatak odalarından, merdiven sahanlığından, bina girişlerinden, havalandırma boşluklarından, çatı arasından, banyo ve tuvaletten geçirilmemeli,





Konutlarda gaz kaçaklarına karşı uygun yerde detektör bulundurulmalı,





Şofbende gaz kaçağı hissedildiğinde: Öncelikle gaz vanası ve tüp dedantörü kapatılmalı, elektrik düğmeleri açılmamalı açıksa hemen kapatılmalı, kibrit - çakmak gibi alev ve kıvılcım çıkartabilecek hiçbir işlem yapılmamalı, pencereler karşılıklı açılarak ortam havalandırılmalı, hızla gaz şirketi yetkilisi veya şofben servisi aranmalıdır.





Lodos Süresince Dikkat Edilecek Hususlar





Lodos esintisinin etkili olduğu süre boyunca gerekmedikçe soba yakılmamalıdır.





Yanmakta olan soba yatmadan evvel mutlak surette söndürülmelidir.





Bina yanlarında veya çatı saçak altlarında yürümemeye veya durmamaya özen gösterilmelidir.





Kopan, sarkan ve yere düşen elektrik hatlarına ve kablolarına yaklaşmayınız ve bu gibi durumları 186no'lu telefondan Elektrik Arıza Servisi'ne bildirilmelidir.





Çökme veya yangın tehlikesinin bulunduğu durumlarda derhal 110no'lu telefondan İtfaiye Servisi'ni aranmalıdır.





Ortaya çıkabilecek acil sağlık sorunlarında derhal 112no'lu telefondan Acil Yardım Servisi aranmalıdır.





Doğalgaz Şebekesi ile ilgili ortaya çıkabilecek sorunlarda 187no'lu telefondan Doğalgaz Arıza Servisi aranmalıdır. “



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°