Hayır, Das Kapital’den, ya da Marxizm’den bahsetmek istemiyorum. Yapmak istediğim şey İNSAN Karl Marx’ı anlatmak. Kısaca ve birazcık.

Hayatı boyunca aradan ve paranın satın aldıklarından nefret etti.  “Çirkinim ben, ama en güzel kadını satın alabilirim... Demek ki çirkin değilim, çünkü çirkinliğin etkisi ve iticiliği, para karşısında yok oluyor bu dünyada,” diyordu.

Jenny’e aşıktı...7 yıl boyunca onunla gizli olarak nişanlı kaldı...Çünkü Jenny’nin ailesi parasız  bir ailenin çocuğuyla evlenmesini istemiyordu...

Karl Jenny’e defterler dolusu şiir yazıyor, şiirleri okuyan Jenny de ağlıyordu...
-“Karl... Bugün sahip olduğum o çılgın aşkı koruyabilecek miyim? Senin aşkının güzelliğinden, sarsıntısından ve kucaklayışından yakınıyorum. Çünkü öyle güzel itiraf ediyorsun ki aşkını,” diyordu.

Marx Jenny’den dört yaş küçüktü. Ama Jenny’nin onun için yapamayacağı şey yoktu   Aristokrat ailesinin imkanlarından vazgeçti, parasız, aç ve bir ülkeden bir ülkeye sürgün biçiminde geçen hayatı kabul etti.

Yedi çocukları oldu ama 4’ü gözleri önünde ekonomik yokluklar yüzünden öldü .
Marks, çalıştığı gazetesi iktidara muhalif tutumları nedeniyle kapatılınca işsiz kalmıştı. Paris’e gittiler.  Çok geçmeden Paris’ten Brüksel’e sürüldü.

Caroline, Laura ve Edgar arka arkaya doğdu. Ev sanki,dünya sosyalist hareketinin, merkeziydi. Bu sefer de  Belçika hükümeti bir gece yarısı Marks’ı ülkeden kovdu. Paris’e  Londra’ya sürülüp duruyordu Marx.
Bu sürgünler boyunca beş parasızdı. Sık sık elbiselerini rehin bıraktığı için evden dışarıya bile çıkamaz haldeydi. Haftalar boyu çocuklar patates ve ekmekle doymak zorundaydı. İcra memurları kapıdan hiç eksik olmuyordu.  Jenny çıplak döşemenin üzerinde titreyip duran çocukları ve ağrıyan göğsüyle kalakalmıştı.

Çocuklar direnemedi.  zatürreden öldü. Fransizka ise bir yaşında annesinin kucağında ölüverdi... Cenaze masraflarını bir göçmen dostları ödedi.

8 yaşına gelen Edgar’ın mide rahatsızlığı vardı. Marx onu çok seviyor, “Büyük devrimler görecek onlar” diyordu. Her gün biraz daha zayıflıyordu Edgar. Gözlerinin önünde eriyordu.  Para yoktu, para. Edgar’ı tedavi ettiremiyorlardı. Uzatmayacağım. 6 Nisan 1855’de bir babanın yaşayabileceği en büyük dramı yaşadı Marx. Gece yarısı, Edgar kucağında iken öldü.

Saçları simyahatı Marx’ın.  Sabaha kadar uyumadı o gece. Sabah uyandığında ise siyah saçları gitmiş, bembeyaz olmuştu.

Dram bitmemişti. Eşi öldü, kızı intihar etti. Kalbi dayanamadı bu kadar acıya ve birkaç ay sonra 14 Mart 1883’te hayata veda etti Karl Marks. Gönlünde insanların eşit olduğu bir dünya ve kalbinde dayanılmaz acılarla.

GALİBA EŞİNİ ÇOCUKLARINI KAYBETMEK, DÜNYAYA YÖN VEREN BİR FİKİR ADAMI OLMAKTAN BİLE ZOR.

• İNSANLAR HAKKINDA KARAR VERİRKEN, BAZEN ARKA SAYFALARI DA OKUMAK GEREKİYOR, SANKİ.


• NE DERSİNİZ.?

 

NOT:  Marx'ın kızı Laura'yla, damadı Paul Lafargue ilginç bir sebeple, kararla, ilginç bir şekilde birlikte intihar etmişler, Marx bunun ardından KIZ BABASI OLMAK diye bir yazı yazmıştı. Fırsatım olunca onu da yazacağım.