Karmaşık İmar Yoğunluğuna Son
Manşet Haber 8.10.2013 11:28:31 0

Karmaşık İmar Yoğunluğuna Son

Karmaşık İmar Yoğunluğuna Son

ayhanbarut2Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çukurova Belediye Başkan Aday Adayı Ziraat Mühendisi Ayhan Barut, gelişime açık Çukurova’da hemşehrileriyle birlikte geleceğe yürümeye kararlı olduğunu bildirdi.

ZMO Adana Şubesi ve  CHP Çukurova İlçe Eski Başkanı Ziraat Mühendisi Ayhan Barut, Adana ve Adanalı’yı yakından tanıdığını, sorunları ve çözüm önerilerini iyi bildiğini kaydetti.
CHP’nin ilçelerdeki gücüyle Büyükşehir Belediyesi’nde de önemli başarı elde edebileceğini her fırsatta dile getiren Ayhan Barut, CHP kadrolarının işbaşına gelmesi için her türlü çabayı göstereceğini söyledi.
Eğitim düzeyi ve gelir seviyesiyle Adana’nın en önemli ilçelerinden biri olan Çukurova’nın Büyükşehir Belediye seçimlerinde kilit bir rol oynayacağını vurgulayan, ilçe başkanlığını yaptığı Çukurova’yı ve hemşehrilerini daha iyi tanıma fırsatı bulduğunu dile getiren Barut, “CHP olarak diğer ilçelerdeki oy eksiğimizi Çukurova ilçesiyle kapatmamız mümkün görünüyor. Çukurova’daki oy farkı Büyükşehir’de partimizi istediğimiz noktaya ulaştırabilir. Genelde iktidarın yolu yerel iktidarlardan geçer. Bu bilinçle hareket ederek halkımızın güveniyle istediğimiz sonuçları alacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Çukurova’nın Adana’nın en yeni ilçelerinden biri olmasına karşın beton yığınını andırdığını belirten Ayhan Barut, çok katlı binaların yoğunlukta olmasının ilçede görüntü kirliliğine neden olduğunu söyledi. CHP’nin Çukurova ile birlikte Büyükşehir Belediyesi’ni de kazanacağına inandığını ve böylece uyumlu bir çalışmanın ürünü olarak Çukurova’daki çok katlı binaları minimum seviyeye çekebileceklerini dile getiren Barut, şunları söyledi:
“Adanamız’ın en güzel ilçesinde en azından seçimden sonra verilecek inşaat ruhsatlarını ve imar  yoğunluğunu biraz olsun azaltabiliriz. İlçede yeşil alanla birlikte hava sirkülasyonunu sağlayacak yapılara ihtiyacımız var. İlçede trafik ve otopark sorunu ne yazık ki her geçen gün büyüyor. Çukurova gibi eğitim, kültür ve gelir seviyesi yüksek bir ilçede sosyal kültürel tesis eksikliği var. Yeni belediye binası bünyesinde bir kültür merkezi yapıldı ancak bu ihtiyacı karşılayacak düzeyde değil. Adana’da sadece Çukurova Üniversitesi’nde bir kongre merkezi var. Çukurova’ya çağdaş bir kongre merkezi kazandırılması kent için çok önemli bir kazanım olur. Turizm sektörünün kollarından biri de kongre turizmi. İlçedeki yeni kongre merkezi Adana’nın turizmden aldığı payı artırma konusunda önemli bir işleve sahip olacaktır. Ayrıca sahip olduğu iklim dolayısıyla Adana’da yılın 12 ayında da birçok etkinlik yapabilirsiniz. Bu avantaj da kullanabilir ve kongre merkezini sadece Çukurova’ya ya da Adana’ya değil tüm ülkeye hitap eden bir konuma taşıyabiliriz. Ayrıca Çukurova’nın demografik yapısı sosyal ve kültürel etkinlikler için son derece uygun. Çukurova kadınların ve gençlerin yoğun olduğu bir ilçe. Kadınlara pozitif ayrımcılığı çok kolay uygulayabileceğiniz gibi gençlerimiz için sportif ve kültürel faaliyetleri de çok daha kolay organize edebiliriz. Çukurova’ya özel bir kent meydanı da ilçeye ayrı bir hava katacaktır. Ayrıca Çukurova emeklilerin ‘Ben burada yaşayabilirim’ diyebileceği kadar huzurlu bir ilçedir. Sıraladığımız imkanları hemşehrilerimize sunabilmek için yola çıktık ve bu yolda emin adımlarla ilerliyoruz.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°