KARNAVAL KORTEJ YARIŞMASINDA 40 BİN LİRALIK ÖDÜL
Manşet Haber 24.12.2021 10:20:22 0

KARNAVAL KORTEJ YARIŞMASINDA 40 BİN LİRALIK ÖDÜL

KARNAVAL KORTEJ YARIŞMASINDA 40 BİN LİRALIK ÖDÜL






Ülkemizin adından en çok söz ettiren sokak karnavalı Nisan’da Adana’da Portakal Çiçeği Karnavalı hazırlıkları tam gaz sürüyor. Karnavalın en önemli bölümlerinden “Karnaval Kortej Yarışması”nda bu yıl 40 bin lira ödül dağıtılacağı bildirildi.





Ödüllü kostüm yarışmasının Jüri Başkanı Naci Sezgek, kostüm yarışmasının bu yılki temasının su ve doğa olduğunu belirterek, “Yarışmaya takım veya bireysel olarak katılım olacak. Takım halinde katılanlar en az üç kostüm, bireysel olarak katılanlar ise bir takım kostümle katılmak zorundadır. 40 bin lira ödülün dağıtılacağı kostüm yarışmasının bu yılda çok ilgi çekeceğinden eminim” dedi.









Prof.Dr. Engin Alpat, Doç.Dr. Tuğba Arabalı Koşar, Öğretim Görevlisi Dr. Özlem Uslu, Öğretim Görevlisi Hande Bilvar, oyuncu Yeliz Arman Doğramacılar, tiyatro sanatçısı Sevinç Gediktaş ve Fashion VIP Dergisi editörü Burcu Çakın’dan oluşan jüri heyetinin tüm eserleri büyük bir titizlikle inceleyeceğini vurgulayan Jüri Başkanı Naci Sezgek, “Yarışmada Takımlarda birinciye 8 bin, ikinciye 5 bin, üçüncüye ise 3 bin lira ödenecek. Bireysel yarışanlardan birinciye 4 bin, ikinciye 2 bin 500, üçüncüye ise bin 500 lira ödül verilmesi kararlaştırıldı” diye konuştu.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°