“KATI YAKIT YERİNE DOĞALGAZ KULLANIMI TEŞVİK EDİLMELİ”
Manşet Haber 6.06.2019 13:26:32 0

“KATI YAKIT YERİNE DOĞALGAZ KULLANIMI TEŞVİK EDİLMELİ”

“KATI YAKIT YERİNE DOĞALGAZ KULLANIMI TEŞVİK EDİLMELİ”

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, “5 Haziran Dünya Çevre Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, hava kirliliğinin azaltılması,Türkiye’de tasarruf bilincnin aşılanması ve temiz çevre için Çevre Mühendislerinin uyarılarının dikkate alınması çağrısında bulundu.
Artan nüfus ve sanayileşmenin getirdiği çevresel sorunlara dikkat çekmek, geçici çözümler yerine, kalıcı bütünsel çözümler sunmak amacıyla; 1972 yılında Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında alınan kararla 5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak kabul edildiğini anımsatan Doğan, “TMMOB Çevre Mühendisleri Odası olarak Dünya Çevre Gününü, Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası olarak ele almakta, ekolojik yıkımın etkileri ve bu yıkıma karşı çözüm önerilerini topluma aktarmaktayız” dedi.
Çevrein, ortak değer ve bu değer üzerinde tüm insanlığın eşit seviyede yaşam hakkı bulunduğuna dikkati çeken TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, “Artan nüfus ve gelişen teknolojilere ayak uydurmak istenirken, tüketim alışkanlıkları değişmekte ve dünyada olduğu gibi bölgemizde de, çevre sorunları her geçen gün çeşitlilik gösterip artmaktadır” diye konuştu. Doğan şöyle devam etti;
“Ülkemizde 2017 yılında yaklaşık 34,4 milyar TL çevre koruma harcaması yapılmıştır. Bu harcamaların sadece yüzde 2’si dış ortam hava kirliliğini engelleme ve azaltma için yapılmıştır. Bilinmelidir ki, hava kirliliği Adana’nın ve ülkemizin en önemli çevre sorunudur. Bu sorunun çözümüne yönelik daha fazla bütçe ayrılması ivedi bir ihtiyaçtır.
Adana’nın acilen çözülmesi gereken, büyük ve önemli çevre sorunu hava kirliliğidir. Kentimiz son yıllarda ekonomi ve gelişmişlik yönünden birçok ilden geride kalırken, hava kirliliği konusunda durum tam tersinedir. 1 Ocak 2018 – 31 Aralık 2018 tarihleri arasında ülkemizdeki hava kalitesi ölçüm istasyonlarının verileri değerlendirilerek hazırlanan Çevre Mühendisleri Odamızın 2018 yılı hava kirliliği raporunda kentimiz, PM10 kaynaklı hava kirliliği yaşayan iller sıralamasında İstanbul, Ankara ve İzmir’den hemen sonra gelmektedir. Kirlilikte artış ve bir gelişme! söz konusudur. Hava kirliliğini önlemek için, Termik santrallerin Çevresel Etki Değerlendirme Raporlarının eksiksiz hazırlanması ve özellikle santrallerin olası etkilerinin doğru bilgilerle değerlendirilmesi en önemli aşamalardan biridir”
“ANIZ YAKMAK TOPRAĞA BÜYÜK ZARAR VERİYOR”
Anız yakmanın toprağa verdiği zarara da değinen TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan,” Zamandan ve maliyetten kazanç sağlandığı düşünülse de, anız yangınları aslında ülke topraklarına büyük zarar vermektedir. Anız yangınları, toprağa organik madde açısından katkı sağlayan kısmın ortadan kaldırılması, birçok canlının ölmesi anlamına gelmekte ve toprağın veriminin azalmasına neden olmaktadır. Ayrıca saatlerce süren yangınlarla birlikte oluşan dumanlar hava kirliliğine neden olmaktadır.Bu nedenle hububat hasadının ardından toprak yüzeyinden alınamayan kısımlar yakılmayıp uygun aletlerle sökülmeli ya da parçalanmalı ve bu durumun toprağa ve toprağın yeni ürün için hazır hale getirilmesine engel teşkil etmeyeceği anlatılmalıdır.”diye konuştu.
“YEREL İDARECİLER SÖZDE ÇEVRECİ ALGISINI YIKMALIDIR”
Yerel yöneticilerin “Sözde Çevreci” algısınının yıkılması gerektiğine işaret eden ÇMO Adana Şube Başkanı Doğan şöyle konuştu;
“ Petrokok yani katı yakıtların kullanımının azaltılıp, doğalgaz kullanımının yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılmalıdır. Kışın belirli aylarda katı yakıt yerine, doğalgaz ve elektrik teşviki yapılmalıdır. Gerekirse yerel idareciler bu konuda inisiyatif kullanmalı, çevreci söylemlerinin lafta olmadığınıgöstermelidir.Yakıt kazanlarının periyodik bakımlarının ve araç egzoz emisyonlarının rutin aralıklarla yapılması, toplu taşıma araçlarının hibrid yakıt teknolojisine sahip olanları ya da daha az kirletici etkiye sahip yakıt türleriyle çalışanlarının tercihinin sağlanması, kentte bisiklet yollarının yapılması, ısı izolasyonları ile enerji tasarrufu sağlayarak hava kirliliğinin azaltılması, sanayide enerjinin geri kazanılmasına önem verilmesi ve emisyon kaynağı olan tesislerde gerekli çevresel yatırımların gerçekleştirilmesinin, sürdürebilir olarak sağlanması gerekmektedir.Yeşil alanların azalmasına neden olan, insan sağlığını ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, ekolojik temele dayanmayan planlama ve uygulamalardan vazgeçilmelidir. Özellikle hava kirliliğinin önlenmesi, temiz hava sirkülasyonunun sağlanması, iklim değerlerinin insan yaşamına daha uygun duruma getirilmesi, yeşil alanlar ile sağlanabilmektedir.”
“ŞEHİRLER BETON YAPILARLA DOLDURUYOR”
1 cmtoprak oluşumu için 300-400 yıl gerektiğini anımsatan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, “Toprağın erozyonla kaybedilmesi, toprağın çeşitli insan faaliyetleri sonucu kirletilmesi, tahrip edilmesi ve özellikle ilimizde son yıllarda kentleşme, kentsel dönüşüm adı altında çok katlı binaların, verimli tarım arazilerine yapılması tahribatın boyutlarını da görmemizi sağlamaktadır. Şehrin çevresi, en yüksek noktaları çok katlı beton yapılarla doldurulmaya başlanmıştır. Çok katlı binalarla etrafı adeta çepeçevre kuşatılmış bir kentin hava sirkülasyonun engelleneceği unutulmamalıdır” şeklinde konuştu.
“SU KAYNAKLARIMIZ KİRLENİYOR”
2016 yılı için Türkiye yüzey sularının yaklaşık %74`ünün kirlendiğinin tespit edildiğini ifade eden ÇMO Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, Türkiye’nin“su azlığı” yaşayan bir ülke konumunda olduğunu belirtti. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, sözlerini şöyle tamamladı;
“Kentlerimizde içme ve kullanma suyu olarak evlerimize iletilen sular iletim hatlarında kaybolmaktadır. İletim hatlarında kaybolan su miktarı 2019 yılı hedefi %30 ve 2023 hedefi %25 olarak belirlenmişti. Ancak şuanda, Ankara`da %36, İstanbul`da %24, İzmir`de %30, Antalya`da %35, kentimiz Adana`da %33 su kaybı yaşanmaktadır. Bu nedenle kentimizde iletim hatlarından kaynaklı su kaybı belirlenen hedefler limitine çekilmelidir.
“TASARRUF BİLİNCİ GELİŞTİRİLMELİDİR”
Ayrıca, çevre ve canlı yaşamı üzerinde tahribatlar yaratarak ölümcül etkileri olan kirli enerji kaynakları değil, temiz enerji kaynakları tercih edilmelidir. Ülkemiz temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve temiz enerjinin yaygınlaştırılması konusunda, ar-ge çalışmalarına hız vermeli, bu konuda gerekli teşvik sağlanmalıdır. Enerji konusunda kayıp kaçak oranı azaltılmalı ve kaynakların ve enerjinin kullanımı konusunda tasarruf bilinci geliştirilmelidir”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°