KAZANAN ADANA BAROSU OLDU
Manşet Haber 23.10.2016 22:06:38 0

KAZANAN ADANA BAROSU OLDU

KAZANAN ADANA BAROSU OLDU

Adana(Ulus)--Mevcut Başkan Mengücek Çıtırık’ın aday olmadığı Adana Barosu'nda başkanlık seçimini Av. Veli Küçük kazandı. Baro’nun yeni Başkanı veli Küçük,” Adana Barosu kazanmıştır. Baromuzu hep birlikte daha iyi yerlere taşıyacağımıza inanıyorum” dedi.
Seyhan Otel’i Güney Balo Salon’unda 9 sandıkta yapılan oy verme işlemi sonucu Av. Veli Küçük’ün 1214, Av. İbrahim Gazioğlu’nun ise 538 oy aldığı ilan edildi.
Av. Veli Küçük’ün 2 yıllık süre ile yeni baro başkanı seçildiği kongre sonunda kürsiye çıkan 28. Dönem Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, her iki adayı da kutlayarak 'Bugün burada kaybeden yok, kazanan Adana Barosu olmuştur. ' dedi.adana_baro_secim (1)
Adana Barosu’nun Yeni Başkanı Av. Veli Küçük teşekkür konuşmasında, kendisine destek veren vermeyen herkese teşekkür etti. Av. Veli Küçük, 'Çok demokratik, çok seviyeli, çok keyifli bir seçim süreci yaşadık. Bir demokrasi şöleni yaşadık. Bu bir bayrak yarışıdır. Bu seçimlerin kazananı, kaybedeni yoktur. Adana Barosu kazanmıştır. Baromuzu hep birlikte daha iyi yerlere taşıyacağımıza inanıyorum.' diye konuştu.
Av. İbrahim Gazioğlu ise, 'Adana Barosu her zaman için saygın bir barodur. Her baro başkanı, seçimi kazanan her başkan başarılı olmak için elinden gayreti gösterecektir. Ben kendisine ve ekibine inanıyor başarılar diliyorum ' diye konuştu.adana_baro_secim (3)


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°