Kemal Derin Ada
Manşet Haber 17.12.2012 21:48:58 0

Kemal Derin Ada'da Kitaplarını İmzaladı

Kemal Derin Ada'da Kitaplarını İmzaladı

kemal_arikanarikan_kemalAdana(Ulus)--Merkezi Ankara'da bulunan Ada Kitapevi Adana Şubesi, Optimum Alış Veriş Merkezi'nde Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan tarafından açıldı.
Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan, Adana'da kültürel ve sanatsal alanda hizmet verecek Ada Kitap Evi'ni açmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. Kitap, kırtasiye ve müzik aletleri satışının yapılacağı Ada Kitapevi'nde, Yazar Kemal Derin'in, Hacı Bektaş'ın aşka büyük yolculuğunu anlattığı 'Aşkın Hünkârı Hacı Bektaş Veli/Şahdiz' adını verdiği romanının imza günü düzenlendi. Yazar Kemal Derin imza gününe katılan Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan'a Şahdiz adlı romanını imzalayarak hediye etti.
Destek Yayınları tarafından yayınlanan ve Türkiye genelinde birçok kitap reyonunda yerini alan “Şahdiz” adlı romanın 3. Baskıya geçtiği öğrenildi. Kemal Derin, “Şahdiz” romanına gösterilen ilgiden büyük mutluluk duyduğunu ifade etti.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°