Manşet Haber 9.09.2020 12:45:51 0

'KENETLENMEK' BÖYLE OLMAZ!

'KENETLENMEK' BÖYLE OLMAZ!

Adana Valisi Süleyman Elban’ın sözlerini anımsatacağım yeniden, şunları söylemişti:


“STK’lar var, sanayiciler var, tarım sektörü var, vatandaşlar var, çok güçlü bir basın var. İşçisi, memuru, öğrencisi toplumun her kesimi ile bir diyalog ortamı oluşturacağız. Adana ile ilgili alınan kararlarda başarılı olmak istiyorsak hepimizin kenetlenmesi gerekir.”


Öyle tek sesle “bir şeylerin” üstesinden gelinmesini beklemek, meslek odalarının başkanlarıyla buluşmak, böylece Adana’nın geleceğine ışık olmak…


Bu “tek başına” yapılan buluşmalarla Adana yoksulluktan kurtulacak, tarımla uğraşan üreticisi sevinecek, işsizi azalacak, sokaklarda gülebilen Adanalılar gezişecek…


Bu olası mı?


Vali Elban’ın “hepimizin kenetlenmesi” dediği şey, “bir başına” yapılıp yurttaşın gözlerinin boyandığı durumlar değil!


***


Adana meslek odalarının bugüne değin öyle çok toplantı yaptıklarını, Adana’yı kalkındırmaktan söz ettiklerini, sözde herkesin elini taşın altına koyduğunu, iş alanları oluşturacaklarını, işsizliği çözeceklerini, üniversiteli genç işsizliğin sorunlarını bitireceklerini, “iktidarı” alkışladıklarını…


Bunların yıllardır söylendiğini duymayan, yıllardır sorunları çözemediğini görmeyen, yıllardır “iktidarın” yanlış ekonomi politikasını desteklediğini bilmeyen, Adana’nın büyüme ivmesini sağlayamadıklarını anlamayan var mı?


Şimdi bir araya gelseler, ağızlarından akan ballı sözlerle “bambaşka” bir yerde yaşadığımızı sanırız!


Adana için yıllardır söylenen “-cek/ -cak” ekli sözlerle nasıl kafaları bulandırdılarsa, yine benzerini yapacaklar; ola-cak, gele-cek, bite-cek, vere-cek…


Tüm bunlara da inanılması beklenecek!


***


Vali Elban’ın sözünü sürekli yineleyeceğim, üstelik “kenetlenme” kavramının ne denli önemli olduğunu da sürekli anımsatacağım…


Kenetlenme derken; STK’lar, sanayiciler, tarım sektörü, vatandaşlar, çok güçlü bir basın, işçi, memur, öğrenci, akademisyen…


Sözümona bir milletvekilinin, yanına basın danışmanını alarak, meslek odaları ile buluşması/ konuşması/ sorunların anlatılması/ öneriler sunulması/ hoşnıtluk içerisinde buluşmadan ayrılınması…


Tüm bu yaşananların da basın danışmanı anlatımıyla gazetelere/ tevilere/ web sitelere ulaştırılması…


Bunun adına “kenetlenme” demek olmaz kanımca; olsa olsa Adanalıyı yaşananların benzerleriyle oyalamak!


***


CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut’un basın danışmanlarından gelen benzer bir bültendi…


Barut, meclisin kapatılmasıyla birlikte, Adana’da yaşamın her geçen gün daha da zorlaştığının altını çizerek çalışılmalar yapılmasını istiyordu.


Daha ilk günden meslek odalarının kapılarını çalmıştı, onlarla görüşmeler yapmıştı, notlar tutmuştu…


İşin bundan ileri gitmeyeceğini bilmeyen olmadığı gibi, Barut’un yaptığı da “yurttaş pazarda görsün” anlayışı…


Bundan sonra olacakları yazayım.


Bu görüşmelerin hiç birinden “somut” beklentim yok! Çünkü yarın bu bültende yazılanların hepsi unutulacak, belki de bir masada anı olarak anlatılacak, kimi zaman güldürecek, kimi zaman üzdürecek…


“Tek başına” yapılan görüşmelerin “sonucunun” başka olması da beklenemez!


***


“Kenetlenmekten” söz ediyorum…


Bugün, meslek odalarıyla “buluşabilecek” isimlerin, Adana’da anlayabilecekleri/ anlatabilecekleri (!) iki-üç gazeteci/ köşe yazarı yok mudur?


Adana için yapılacak “çok” önemli buluşmalara birlikte gidilmesinin, konuşulanların/ verilen sözlerin, gazetecinin/ köşe yazarının klavyesinden çıkması daha büyük anlam taşımaz mı?


Bugüne değin, kapatılmış kapılar arkasında yapılıp, yurttaşa verilmeyen “bilgiler” nedeniyle bu durma gelindi; koca fabrikalar kapatıldı, emekçileri yüz üstü bırakıldı, Adana en yoksul kent yapıldı.


O dönem; odalar, vekiller, sivil toplum örgütler neler konuşmuşsa “hepsi” bilinmezliğe gömüldü!


Adana’nın sanayisi bitirildi, tarımı zayıflatıldı, üreticisi üzüldü, yatırımcısı kovuldu, akademisyeni sürüldü, konuşanlar susturuldu!


Bültende yer alan Barut’un sonsözü şöyle:


“Adana ancak sanayiden tarıma her alanda üretimle kalkınacak. Bunu da halkın iktidarında mutlaka başaracağız.”


Sanayiye, tarıma, üretime, kalkınmaya tamam da; gidiş yolu böyle değil!


“Halk iktidarı”nın yolu “hele hele” hiç değil, bambaşka bir şey, yurttaş yanıltılmamalı!


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

24.8° / 13.8°