Kent Konseyi Olağanüstü Genel Kurulu!

Kent Konseyi Olağanüstü Genel Kurulu!

Bu kadar yıldır genel kurullar yaşadık, orada bulunan herkesinde yaşadığını da düşünüyorum. Ancak, bu kadar acemice yada bu kadar önem verilmeden yapıldığına tanıklık ettiğim tek genel kurul bu idi.

Yapılan yanlışlık ve eksiklikleri sıralamak gerekir ise,

*Genel kurulda kamu kurumu temsilcilerinin büyük bir çoğunluğunun olmaması dikkatimizden kaçmadı.

*Genel kurul çağrısı önce el altından yapıldığı, ancak sosyal medya üzerinden duyulunca da son dakika herkesin arandığı bir genel kurul düşünün,

Genel kurul üye listesi eksik acele ile yapılmış olsa gerek, salonda genel kurul üyelerinin ve misafirlerin yerleri belirlenmiş değil, genel kurul üyelerinin yaka kartları yok, tek gündemli toplantı yapsanız bile  gündem maddesini gerekçelerinin yazılı olduğu bir metinle önceden genel kurul üyelerine verilmesi gerekirdi. Eee o da yok.

*Genel kurul kent konseyi başkanı tarafından açıldı, yeterli çoğunluğumuz vardır dedi de bu çoğunluğun sayısal değeri ifade edilmedi. Kaldı ki 400 ün üzerinde genel kurul üyesi bulunmakta olduğu biliniyor.

*.Bazı kişileri arayarak listeye yazdıklarını söylemelerine ne dersiniz?

*.Bazı kişilerinde listede olmak istemediklerini telefonla yapılan görüşmelerde ifade etmelerine karşın isimlerini listelere koyma aymazlığına ne demek gerek?

*Genel kurulu 1 saat geç başlatmaları da ayrı bir beceriksizlik, nedeni ise telefonla insanları genel kurula getirme çabasında olmaları, yeterli çoğunluğa ulaşamadıkları için geciktirdiler.

*Konsey başkanının kendisini oylatmadan divan başkanı görevini üstlenmesi de ayrı bir ayıplı davranıştır.

*Bir grup kadın aktivistin divana verdiği dilekçenin okunma biçimi son derece nezaketsizce yapıldı. Yaptıkları listelerde cinsiyet kotasına riayet edilmemiş olması ise bu yapının katılımcı demokrasiden ve eşitlikçi anlayıştan ne kadar uzak olduklarının bir göstergesidir.

Hazırladıkları listede kadın sayısının oranı %12.5 ve bununla da övünüyorlar,bu kenti sadece onlar mı kullanıyor yoksa nüfusun yarısı kadınlar mı? Bu anlayışla yönetilmek demek kadınları yok saymak demektir.

Siz kadınları yok sayarsanız kadınlarda önümüzdeki yerel seçimlerde bu anlayışı yok sayacağını şimdiden ifade etmek isterim.

Ancak bir sözümde listede olan kadınlara olacak, yıllarca toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini verir gibi görünüpte listede adınızı görünce sessiz ve tepkisiz kalmanız çok düşündürücüdür,kadın bakış açınızı çıkarlarınız ile çakışınca demek ki yok sayabiliyorsunuz.

Halbuki kadın-erkek fırsat eşitliği komisyonunun kurulması karanın Büyükşehir Belediye Meclisinden geçtiğinin bilinmesine karşın bu davranışın izahını sizler yapın.

*Gençlik kotasının olmamasına gençlerin itirazı oldu. Verilen cevabı aynen yazıyorum.

Divan başkanı aynı zamanda tekrar konsey başkanlığına aday olan kişi dedi ki,

' İşte ben varım benden  iyi genç mi olur.Bana gençilkten neyi kastettiğinizi açıklayın' dedi.

Gençliğin verdiği cevap ise muhteşemdi, Yasal tanımlamayı kendilerine ifade ettiler.

'BM tanımına göre genç, 15-25 yaş arasında olan öğrenim gören-görmeyen-çalışan -çalışmayanlardır.' dediler.

*.Blok yada çarşaf liste oylamasının biz yaparız oldu işte mantığı ile hareket edilerek oylama yapılması da  ayrı bir hukuksuzluk.Zira kimin neyi oyladığı sayılmadı bile.

Halbuki,her iki usul için yapılan oylamanın sayılması gerekirdi ancak yapılmadı.Çarşaf liste uygulamasından neden korktular bilinmez.

Çarşaf liste olsa idi, aday olmayı düşünenler aday olabilecekler ve kendilerini genel kurul salonuna tanıtacaklardı ve genel kurulunda istediğini seçme hakkı olacaktı,Bu eril zihniyet ne yaptı, genel kurula adeta sizin yerinize seçiyoruz bunu kabul edeceksiniz dayatmasını getirmeye kalktı. Bu dayatmalarının sonucunda İlk turda 160 oy aldılar yeterli gelmedi 2.turda 60 oy aldılar ee ne oldu...seçilmiş mi oldular.Hayırlı olsunn...

Sonuç olarak , Adana Kent Konseyi seçimi bir önceki seçimde olduğu gibi yasa ve yönetmeliklere uygun olarak yapılmamıştır.

 

adanaulus

29.06.2013 00:46:43

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI