Kentsel Dönüşümdeki Asıl Sorun Rant Bölüşümü
Manşet Haber 24.04.2013 00:06:55 0

Kentsel Dönüşümdeki Asıl Sorun Rant Bölüşümü

Kentsel Dönüşümdeki Asıl Sorun Rant Bölüşümü

yeni_adanalogoHarita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO) Adana Şube Başkanı Hasan Zengin, TMMOB'nin kentsel dönüşüme karşı olduğu algısının asla doğru olmadığını vurguladı.

Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO) Adana Şube Başkanı Hasan Zengin, kamuoyunda 'TMMOB ve bağlı odalar kentsel dönüşüme karşıdır' şeklinde yanlış bir algı oluşturulmaya çalışıldığını belirtti.

Ülkemizde daha önce özel kanunlarla uygulanmaya çalışılan kentsel dönüşümün 31 Mayıs 2012 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun ve 5393 sayılı Belediye Yasası ile uygulandığını vurgulayan Zengin, 'TMMOB'nin kentsel dönüşüme karşı olduğu algısı asla doğru değildir' dedi.

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası olarak; özellikle 80'li yıllarda imar yetkisinin yerele devredilmesinden sonra bu kentlerin iyi planlanamadığı, yapılan planların siyasi ve ekonomik rant ağırlıklı olarak çokça değiştirildiği, uygulama aşamasında bu planların doğru biçimde uygulanmadığını sürekli dile getirdiklerini vurgulayan Zengin, 'Dolayısıyla, yıllardan beri ülkemizde bir 'kentsel yenileme -dönüşüm' yapılması gerektiği Odamızca dile getirilmiştir. Kamuoyunda bu algının yanında 'rant', 'peşkeş ', 'bölüşme', 'talan', 'imar affı' gibi kavramlar gelmektedir. Bu kavramlar da süreci olumsuz etkilemektedir. Bunun olmaması için; Anayasamızda yer alan, 'Mülkiyet hakkı kutsaldır ve anayasal güvence altındadır' ve 'Vatandaşımızın en temel hakkı barınma hakkıdır' temel yaklaşımıyla hareket edilmelidir' dedi.

'ASIL SORUN RANT PAYLAŞIMIDIR'

Kentsel dönüşüm alanını belirlemenin, uygulamaya geçmenin oldukça zor ve zahmetli olduğuna işaret eden Zengin, 'Kentsel dönüşüm alanlarında kalan arsalarda daha önceden imar Uygulaması sonrası kesinti yapılmış, ruhsatlar verilmiş dolayısıyla tasarruf hakkını kullanmıştır. Kamu da aldığı yasal kesintilerle yol, yeşil alan, park gibi ortak kullanım alanlarını gerçekleştirmiştir. Kentsel dönüşüm alanlarına rant verildiği ve değer artışı yaratıldığından yeniden kesinti yapmak imkanı olmadığı için değer artışlarından kamunun faydalanma şansı yoktur. Yasal düzenlemelerde de ikinci kez kesinti yapma söz konusu değildir. Öngörülen proje ile kentin yaşanabilir bir çevre haline getirilmesi, yeşil alan, sosyal donatı vb. kamu alanların ayrılması oldukça zor olmaktadır. Sonuçta, Kentsel dönüşüm projesiyle ortaya çıkan değer artışı ve rant nasıl bölüşülecek? Esasen temel sorun rantın bölüşmesinde yatmaktadır' diye konuştu.

'BÜTÜNLÜK KEYFİ KULLANILIYOR'

Yasa ve Yönetmeliklerin vatandaşların kafasında  kuşku bırakmayan kentin tüm değerlerini koruyan bir şekilde oluşturulması gerektiğini anlatan Zengin, şunları söyledi:

'Bu kapsamda, TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası olarak gelinen süreçte yaptığımız etkinliklerde ağırlıklı olarak ilgili yasa ve yönetmeliklerin 'hukuksal boyutu da' irdelenmektedir. 6306 sayılı Afet Kanunun 3. maddesinin 7. fıkrasında, 'Bu Kanunun uygulanması için belirlenen alanların sınırları içinde olup riskli yapılar dışında kalan diğer yapılardan uygulama bütünlüğü bakımından Bakanlıkça gerekli görülenler de bu Kanun hükümlerine tabi olur' denilmektedir. Bu maddede, kentsel dönüşüm alanı ile bütünlük oluşturması gereken, afet açısından sorunlu olmayan yerlerin alana dahil edilebileceğinden bahsedilmektedir. Bütünlüğü sağlamak için hangi kriterlerle bunun yapılacağı belirsizdir. Bu düzenlemenin keyfi kullanılmasının nasıl engelleneceği belli değildir.

'BİNA BEDELİNİN ÖDENMESİ

SÖZKONUSU DEĞİL'

Afet Kanunun 5. maddesinde 'Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esastır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere veya bu yapılarda işyeri bulunanlara geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı yapılabilir' denilmektedir.

Bu maddeye göre binalar yıkılacak, yıkılan binaların yerine yapılacak yeni binalardan hak sahiplerine konut verilecektir. Bina bedelinin ödenmesi söz konusu değildir. Bu durumda inşaatların ne zaman başlayacağı, kaç yılda biteceği, bu süre zarfında kira yardımının nasıl ne kadar yapılacağı belli değildir. Bu ve benzeri konuların açık bir şekilde yazılımlarda, yapılan sözleşmelerde yer alması gerekmektedir. Ayrıca, kamulaştırma sırasında vatandaşın uzlaşmaya çağrıldığı noktada ilgili, gayrimenkulle ilgili tüm tespitlerin ayrıntılı dökümü ve fiyatlandırılması mülkiyet sahibine verilmelidir. Yapılan çalışmalarda ayrıntılı uzlaşma tutanağının vatandaşa verilmediği bilinmektedir. Bu durumda vatandaşın uzlaşmadığı durumda yargıya başvurması da elinde belge olmadığı için zor olacaktır.

'TESPİTLER VATANDAŞA GÖSTERİLMELİDİR'

HKMO olarak kentsel dönüşüm konulu yaptığımız tüm etkinliklerde vatandaşımızın en çok şikayetçi olduğu konu, yapılan tespitlerin vatandaşa gösterilmemesi konusudur. Vatandaş bu durumda, mahkemeye bir dilekçe sunmalıdır. Bu dilekçede 'Her ne kadar dava dilekçesinin ekinde işlem evrakları denmişse de tarafımıza kamulaştırma evrakları tebliğ edilmediğinden usulsüz bir tebligat vardır. İşlem evrakları tebliğ edildiği zaman biz cevap hakkımızı kullanacağız' diye beyanda bulunması gerekmektedir. İlgili yazılımlarda değer biçme yetkisi sadece belediyede olması sakıncalı bir durum yaratmaktadır. Planı belediye yapmakta, dolayısıyla Belediye Meclisisince plan sahasına bir rant aktarılmaktadır. Gelinen süreçte dönüşüm alanındaki gayrimenkullerin değerini biçme yetkisinin de belediyede olması sakıncalı bir durum yaratmaktadır. Bu durumda Kamulaştırma Yasasının açmazlarından da bahsetmek gerekir. Kıymet Takdir Komisyonu raporunda görevlendirilen hurdacı kişiler belediyenin daire başkanları, müdürleri, meclis üyesi danışmanlardan oluşmaktadır. Komisyon üyelerinin belediye yönetiminin öngördüğü fiyatın üstünde fiyat vermesi mümkün değildir. Uzlaşma konusu, aslında ucu açık bir konudur. Bu durumda istenilen fiyatta uzlaşılabilir. Asıl olan uzlaşma yani el sıkışmadır. Vatandaş evini, yıllarca sakladığı anılarını vs. devrediyorsa oradan gönlü hoş olarak, mutlu ayrılması gerekmektedir. Kısaca, bağımsız kuruluşlardan gelen insanların takdir yapması gerekir. Ayrıca, uzlaşma ile belirlenen bedelin mahkemede emsal olamadığı da bilinmelidir.'(KAYNAK: Yeni Adana Gazetesi-Ömer ÜNEY)

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

24.9° / 15.2°