Kimden para aldında yazdın?

Kimden para aldında yazdın?

Adam Aytaç Durak'ı yazdı...Kimden para aldın da yazdın dediler ...Sonra para aldığını iddia ettikleri adamı yazdı..Aytaç Durak'tan mı para aldın dediler ...Yıldıray Arıkan'ı yazdı ...Kim mamaladı dediler ...Mamalama yaptıkları  iddia edilenleri yazdı..Gördün mü bak...Yıldıray'dan kaptı parayı ..dediler...Azim Öztürk'ü yazdı...Ne ihalesini kapamadı kim bilir dediler...Azim Öztürk'ün yaptığı çalışmaları yazdı...Azim besledi dediler...
Mahmut Çelikcan'ı yazdı.....Onu yazdı bunu yazdı şunu yazdı...
Her kurumda her kişide bu saptamaları yaşadı...
İyide bunlar olmasa ..Gazete çıkaramazsın ki...Onu yazma bunu yazma...Ne yazacaksın Pamuk Prenses ve yedi cücelerimi?
Hepsinde de rant aranmaz ki...
Ama o hep arayışta neyimi arıyor...
Rant parasını!
Bulamaz bulsa da yetmeyecek...
E yetirenler nasıl yetiriyor derseniz ... O durumu onlara sormak gerekir
Ama benim bildiğim ...Onun ipoteksiz hiçbir şeyi olmadığına adımdan çok eminim...
Su borcu tavan yapmıştır...Elektrik hakeza
Arabasındaki benzin bitiyor ikazı sürekli yanar ..Ama o bilir yandıktan sonra kaç kilometre gideceğini aracının
Ancak bazen yanılır...
Haber için köy yollarına düşüp dönerken yolda benzini bitti bitecek duruma gelirken Allahtan yanındaki reklamcı arkadaş imdadına yetişir..
Depoyu fuller...Oh en azından 4- 5 gün rahattır
En sevdiği gün pazardır çünkü pazar günü ne bankalar arar nede alacaklılar...
Onun içindir ki ..Bu pazartesi ne yazacak diye aport halinde bekleyenler vardır..Çokçadır
Pazartesi sayısı zaten bir haftalık haber gazetesidir ...
Vatandaş değilde siyasiler ve bürokratlar okur haberlerini..
Kimi zaman gazete piyasadan toplanacak toplatılacak duruma gelir..
Ama bu okunacak haberler baskı parasını bulmasına ...Elektrik parasını ödemesine yardım etmez...
O rant paraları hep kalıcıdır ...
İki gün önce onu arasının limoni olarak tahmin ettiğim bir meslektaşının televizyonunda dinledim
Meslektaşı bile içinden şunu geçiriyordu ...
Bu var ya bu harbi iyi gazeteci....
Bu sözü söylediğine adım kadar eminim çünkü o da gazetecilikten zevk alan biri ...
3 tane koyun ver..Dörtyol Ağzından belediyeye kadar götüremez kaybeder..Öbürü gibi
Neyse dönelim konu olan meslektaşımıza ...
Bu günlerde de zevk almaktan başı döndü adeta...
Çünkü öyle enteresan gündemler yer alıyor ki kentte ...
Zevk almamak elde değil...Bunca para pul aramaya değer bir durum yani
Bu gidişle daha çok para arayacak meslektaşım  çokkkk
Bana sorarsanız da benden gelen yanıtta değişmez
Çok büyük keyif be varsın paran param olmasın
Ha bende merak ediyorum...İddia edildiği gibi kumarı mumarı varmı..
Vallahi orasını ben bilemem ..Ama gazete çıkarmak için bilmem neresini yırtan biri bu işlere bulaşmaz bulaşamaz ...Neden mi?
Bana bugüne kadar bir kez bile ''Bir altılı yaz da şu dertlerimizden bizi kurtar''demiyen biri o çünkü

İSTANBUL
8  1  6 // 5  8  7 // 3  5 // 3  4// 6  5  1  2  3 // 5  10  8  3  6

ADANA
10  1 // 3  13  1 // 6  3  1  7 // 4  5  1 // 8  7  1 // 2

adanaulus

19.12.2012 00:17:53

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI