KINA GECESİNDE 24 KİŞİYE 31 BİN LİRA PARA CEZASI
Manşet Haber 29.09.2020 16:34:30 0

KINA GECESİNDE 24 KİŞİYE 31 BİN LİRA PARA CEZASI

KINA GECESİNDE 24 KİŞİYE 31 BİN LİRA PARA CEZASI

 

 

 

Adana’nın Yüreğir İlçesinde cavid-19 denetimleri kapsamında kına gecesine katılan ve sosyal mesafe kuralına uymayan 24 kişiye toplam 31 bin 536 lira para cezası kesildiği açıklandı.

Adana Valiliği İl Basın Ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden bu Oran escort konuda yapılan açıklama şöyle:

Adana İl Jandarma Komutanlığınca; COVİD-19 denetimleri kapsamında yürütülen çalışmalar neticesinde, Yüreğir İlçesi EskimisisMahallesinde kına gecesi düzenlendiği, orkestra ile müzik yayını yapıldığı, katılan misafirlerin sosyal mesafe kuralına uymadıkları ve çalınan Polatlı escort müzik eşliğinde oynadıkları tespit edilmiştir.

Yapılan kontrolde; gelin, damat ve (2) orkestra görevlisine 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282’nci maddesine istinaden kişi başına (3.150) TL. , kına gecesine katılan ve sosyal mesafe kuralına uymayan (24) kişiye ayrı ayrı (789) TL. olmak üzere (28) kişiye toplam (31.536) TL. İdari Para Cezası uygulanmıştır.

Halkımızın huzur ve güvenliğinin sağlanması amacıyla Pursaklar escort yürütülen çalışmalara aralıksız olarak devam edilmektedir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°