KIYMETLİ BİR ANTRENÖRDEN BİR ÖNERİ
Manşet Haber 10.03.2021 18:27:32 0

KIYMETLİ BİR ANTRENÖRDEN BİR ÖNERİ

KIYMETLİ BİR ANTRENÖRDEN BİR ÖNERİ

Adana’nın düşman işgalinden kurtuluş tarihini taşıyan 5 Ocak Stadı 83 yıllık hizmetini tamamladı. Maçlar Sarıçam İlçesi’nde yapılan Yeni Adana Stadı’nda oynanmaya başlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeni Stadı’nın açılışında yaptığı konuşmada 5 Ocak Stadı’nın yerinin “Millet Bahçesi” yapılacağını duyurdu.

5 Ocak Stadı’nın yerinin AVM ya da apartman olmaktansa “Millet Bahçesi” olması daha iyidir.

Geçtiğimiz günlerde çok saygı duyduğum eski milli judocu hocam ağabeyim aradı ve bir öneride bulundu.

Adana’da Merkez Parkı’n karşısında “Millet Bahçesi” bulunduğunu, ayrıca Atatürk Parkı’nın da yeşil alan olduğunu söyleyerek şöyle bir öneride bulundu:

“5 Ocak Stadı’nın yeri olimpik yüzme havuzu yapılabilir. Atatürk Parkı’nın arkasındaki yüzme havuzunun varlığı çok eskilere dayanır. Yeni olimpik havuz yapılarak yüzme sporunda Adana’nın öncü olacağını düşünüyorum. Ayrıca 5 Ocak Stadı’nın yerine yüzme havuzunun yanı sıra kapalı spor salonu, tenis kortu da yapılabilir. Adana’da spor yapacak tesisler ne kadar fazla olursa çocuklarımız ve gençlerimiz o kadar kötü alışkanlıklardan uzak kalır. Ben şahsım olarak 45 yıla yakın judo sporuna emek verdim ve birçok sporcu yetiştirdim. Adana’daki spor salonları ve spor tesisleri ne yazık ki yetersiz. 5 Ocak Stadı bence iyi değerlendirilmeli ve yine spora hizmet vermeli…”

Kıymetli hocam aslında güzel bir öneride bulunmuş. Bence bu öneri dikkate alınmalı. Gençler bu ülkenin ve kentimizin gelecekteki yöneticileri olacaklar. Çocuklar ve gençlere daha çok spor alanları yapmalıyız.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün sporla ve gençlerle ilgili birkaç sözünü buraya aktaralım:

“Spor yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlâk da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben Sporcunun zeki çevik aynı zamanda ahlâklısını severim.”

***

“Her çeşit spor faaliyetini Türk gençliğinin milli terbiyesinin ana unsurlarından saymak lâzımdır. Bu işte hükümetin şimdiye kadar olduğundan daha çok ciddi ve dikkatli davranması, Türk gençliğinin spor bakımından da milli heyecan içinde, itina ile yetiştirilmesi önemli tutulmalıdır.”

 

***

“Türk milleti anadan doğma sporcudur. Henüz yürümeye başlayan köy çocuklarını bile harman yerinde güreşirken görürsünüz. Ata en çok, ve iyi binen yalnız Türk erkekleri değildir. Türk kadını da bu işi iyi bilir.”

 

***

“Türk çocuklarına sporun bu günkü tekniğini öğretmek ve bunların bir kısmını bazı törenlerde ve bayramlarda dekor ortaya koymak gerekir. Buna lüzum var mı, yok mu? gibi soruya söyle cevap verilebilir. Esasen yoktur; fakat hakikati ufak bir örnekle ispat edebilmek için gereklidir.

 

***

 

“Türk sosyal bünyesinde spor düzenlemekle vazifeli olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yüceltmeyi düşünürken sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak azmiyle spor yaptırmazlar. Esas olan bütün yaştaki Türkler için beden eğitimi ve terbiyesini sağlamaktır.”

***

“Spor yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlâk da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben Sporcunun zeki çevik aynı zamanda ahlâklısını severim.”

 

Evet, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gençler ve sporla ilgili söyledikleri sözler bu şekilde. Yukarıda da belirttiğim gibi çocuklarımızı ve gençlerimizi kötü alışkanlıklardan korumak için spora kanalize etmeliyiz. Spora kanalize etmek için de daha çok spor salonları, spor tesisleri ve yüzme havuzları ile tenis kortları yapılmalı…



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°