Kızıl: Sahipsizliğe son vereceğiz
Manşet Haber 9.10.2013 12:41:06 0

Kızıl: Sahipsizliğe son vereceğiz

Kızıl: Sahipsizliğe son vereceğiz

zihni_kizilMHP Seyhan Belediye Başkan A.Adayı Makina Mühendisi Mustafa Uğur Kızıl, işadamları ve sanayicileri ziyaret etti.

Seyhan’ın cazibe merkezi haline gelmesi için yatırımcıların önünün açılması ve yeni projelerin üretilmesinin gerektiğini söyleyen Kızıl,”Yatırımla birlikte istihdam artar. İstihdamla birlikte refah seviyesi yükselir, ocaklarda mutluluk artar” dedi.

Seyhan’ın imar yapısına ve kentsel dönüşüm projelerine de değinen Kızıl “Bugün portakal bahçelerini yıkıp, yerine konutlar yapmak kentsel dönüşüm değil narenciyesel dönüşümdür. Kentsel dönüşümün dinamiği arz talep ilişkisidir. Bugün Seyhan’ın en önemli otellerinin ve alış veriş merkezlerinin bulunduğu bölgede bile kentsel dönüşümü başaramayan kimseler, bize şehircilikten bahsetmesin’’ şeklinde konuştu.
“SAHİPSİZLİĞE SON VERECEĞİZ”
Seyhan’ın yıllarca sahipsiz bırakıldığını belirten Kızıl,” Çağdaşlıktan uzak ve düzensiz olan ilçenin görüntüsü Seyhan’ın cazibe merkezi olmaktan hızla uzaklaştığının bir göstergesidir. Biz Seyhan ve Seyhanlı için yola çıkarken, ilçemizi nasıl daha iyi yerlere taşıyacağımızın hesabını yaptık. Göreve talip olurken, projelerimizi hazırladık. Gelecekte ilçemizi daha iyi yönetmek için çalışma arkadaşlarımızla kafaya kafaya verdik. Seyhan bizim ilçemiz. Başarı için gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Adaylığımız açıklandığı takdirde bir kez daha sizlerin yanına gelip, projelerimizi anlatacağız ve Seyhan için destek isteyeceğiz” diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°