Kızıldağ Güreşlerine Bakan Desteği
Manşet Haber 22.08.2013 13:47:38 0

Kızıldağ Güreşlerine Bakan Desteği

Kızıldağ Güreşlerine Bakan Desteği

Kültür Bakanlığı Desteği ile Karaisalı Kaymakamlığı ve Türk Güreş Vakfı Adana Şubesi tarafından düzenlenen  Geleneksel Karaisalı Kızıldağ Yaylası Karakucak Güreşleri   24-25 Ağustos 2013 tarihlerinde yapılacak.

kizildag_cgcBaşkanı  İlyas Karabulut, AK Parti Karaisalı İlçe Başkanı Ünal Işık Çukurova Gazeteciler Cemiyetini ziyaret ederek Kızıldağ Yaylası Karakucak Güreşlerine davet ettiler.

Bu yılki etkinliklerin  Kültür Bakanlığı desteği ile düzenlendiğini ifade eden Nuh Yıldız ve Sıtkı Polat, bu konuda Adana Milletvekili Fatoş Gürkan’dan büyük yardım gördüklerini ifade ettiler.

Festival kapsamında 24 Ağustos’ta yapılacak şenliğin iptal Mısır’daki olaylar ve vatan şehitleri nedeniyle iptal edildiğini belirten tertip heyeti üyeleri ‘’aynı tarih ve saatte çarşı meydanında yemekli mevlüt proğramı yapılacaktır’’ dediler..

Tertip heyeti üyeleri,  25 Ağustos Pazar Günü de Karakucak Güreşleri’nin yapılacağını ifade ederek şunları söylediler:

“Kültür Bakanlığımızın da desteklediği bu yılki güreş ve şenliklerine yüksek düzeyde katılım bekliyoruz. Bu nedenle de halkımızı böylesine görkemli geçecek etkinliklere davet ediyoruz.”

Kızıldağ Yaylasındaki etkinlikler için Pazar günü saat 07.30’dan itibaren ücretsiz otobüs seferi düzenlendiği de ifade edildi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°