Kolombiya’da 5. oldular
Manşet Haber 14.02.2013 10:15:21 0

Kolombiya’da 5. oldular

Kolombiya’da 5. oldular

Adana Havacılık ve Adrenalin Sporları Kulübü (AHAS) yamaç paraşütü takımı Kolombiya’da yapılan Süper Kupa Finali’nde Türkiye’yi başarıyla temsil ederek 34 ülke arasında 5. oldu.

ahas_ziyaretAHAS Başkanı Güner Akkaya, “Şimdiye kadar Türkiye’nin aldığı en iyi derece Geçen yıl 13’üncülüktü. Bu yıl 5’inci olduk. İnşallah desteğinizle gelecek yıl kürsüye çıkacağız” dedi.

Kolombiya’da Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile mücadele ettiklerini anlatan Güner Akkaya, yamaç paraşütünün Türkiye’de gün geçtikçe geliştiğini ve yaygınlaştığını bunda da Zihni Aldırmaz’ın payının büyük olduğunu söyledi. Güner Akkaya, “Bize verdiğiniz destek diğer illere de örnek oldu. Artık Ankara ve İzmir gibi illerde belediyeler yamaç paraşütünü destekliyor. Bunun önünü siz açtınız. Size çok teşekkür ediyoruz. Biz de yurt içi ve yurt dışındaki tüm yarışmalarda Büyükşehir Belediyesi bayrağı ile mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu.

Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz da, AHAS’ın başarılarından gurur duyduklarını ifade etti. Amatör sporlara destek vermeye devam edeceklerini kaydeden Zihni Aldırmaz, “Spor fonunun çok önemli bir işlevi var. Bugünkü tablodan bu ortaya çıkıyor” dedi.

ahas_duunyaAHAS Başkanı Güner Akkaya, ziyarette Zihni Aldırmaz’a dünya şampiyonasında giyilen formadan hediye etti.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°