KOLU KIRILAN DOKTOR TEDAVİDE
Manşet Haber 6.09.2016 12:32:51 0

KOLU KIRILAN DOKTOR TEDAVİDE

KOLU KIRILAN DOKTOR TEDAVİDE

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi HastaneSi Nefroloji servisinde görev yaparken bir hastası tarafından serum askısı ile uğradığı saldırıda kolu kırılan Asistan Dr. Erkan Kayar’ın tedavisi devam ediyor.

Sağlık sorunları nedeniyle uzun süredir Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine  gelen ve defalarca hastanede yatan A.Ş. isimli hasta önce Asistan Dr. Elcin İsmayilov ile tartışmaya başladı. Tartışmayı ayırmak için araya giren Asistan Dr. Erkan Kayar bu esnada aldığı darbe sonucu kolunda şiddetli bir acı hissetti ve bir hasta tarafından darp edildiğini fark etti. Ortopedi kliniği tarafından kolu alçıya alınan Asistan Dr. Erkan Kayar’ın tedavi altına alındığı bildirildi. Her iki asistan hekim kendilerini tehdit eden ve şiddet uygulayan hasta A.Ş. den şikayetçi oldu.

“CİDDİ ÖNLEMLER ALINMIYOR”

Adana Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten ve Genel Sekreter Dr. A. Erhan Özeren, olay üzerine kolu kırılan ve hastanın saldırısına uğrayan meslektaşlarını ziyaret ett. Ökten, sağlıkta şiddetin her türlüsünü kınadıklarını, Sağlık Bakanlığı’nın sağlıkta şiddet olaylarına ciddi önlem almaları gerektiğini defalarca söylediklerini, ancak bugüne kadar bu konuda herhangi bir tedbir alınmadığını  ifade etti. Ökten, fedakarca çalışan hekimlerin bu kadar özverili çalışmalarının karşılığının bu olmaması gerektiğini, yasal ve hukuki anlamda her zaman meslektaşlarının yanında olduklarını dile getirdiler

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°