Komiser Sarı’nın Ölümünü TBMM gündemine taşıdı
Manşet Haber 19.06.2013 13:44:22 0

Komiser Sarı’nın Ölümünü TBMM gündemine taşıdı

Komiser Sarı’nın Ölümünü TBMM gündemine taşıdı

Adana(Ulus)--turgay_develichp1CHP Adana Milletvekili Turgay Develi, İçişleri Bakanı Muammer Güler’in cevaplaması için iki soru önergesi verdi.

Develi,” Adana’da Gezi Parkı olayları nedeniyle göstericilere müdahale etmek isterken, Komiser Mustafa Sarı yapımı devam eden üst geçit inşaatından düşerek vefat etmiştir. Basın ve Kamuoyunun izlediği kadarıyla inşaat bölgesinde her hangi bir uyarı ikaz olmadığı koruma tedbirleri alınmadığı görülmüştür. Bakanlığınız tarafından bu konuda herhangi bir araştırma inceleme yapılmış mıdır?. Ayrıca Trafik ekiplerinin araçlarında bayrak salladığı için vatandaşa ceza kesilmesi uygun mudur?” diye sordu.

CHP Adana Milletvekili Develi’nin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in cevaplaması için verdiği soru önergeleri şöyle;

“Adana Gezi Parkı olayları nedeniyle göstericilere müdahale etmek isterken, Komiser Mustafa Sarı yapımı devam eden üst geçit inşaatından düşerek vefat etmiştir. Basının ve kamuoyunun izlediği kadarıyla inşaat bölgesinde herhangi bir uyarı ikazı olmadığı ve koruma tedbirleri alınmadı görülmüştür.

1- İnşaat alanında uyarı ikazı ve koruma tedbirleri almakla yükümlü olan Büyükşehir Belediyesi bu tedbirleri neden almamıştır.

2- Bakanlığınızca bu konu da herhangi bir araştırma inceleme yapılmış mıdır? Yapılmış ise sonucu nedir?

3- Komiser Mustafa Sarı’nın ailesini bu kazadan dolayı oluşan mağduriyetinin giderilmesi konusunda herhangi bir girişiminiz var mıdır?

4- Personeliniz olan Komiser Mustafa Sarı’nın haklarını savunmak için bir hukuksal süreç başlatacak mısınız?

Ayrıca, Adana da bulunduğum sırada, vatandaşların kendilerine haksız trafik cezası kesildiği şikayeti üzerine olay yerine gittim. İlgili trafik polisi tarafından, trafik cezası kesilen bir araca, ilgili kanunun 308 maddesine göre ceza kesildiğini söyledi. Yasak cam filmi gerekçe gösterilmesine rağmen, araçta cam filmi olmadığı tespit edildi. Sonra farlar kırık denildi, farlarında kırık olmadığı tespit edildi. Buna benzer birkaç gerekçenin daha asılsızlığı ortaya çıktıktan sonra; bir çocuğun camdan sarkması gerekçe gösterildi.

1-     1- Araçta bayrak salladığı için vatandaşa ceza kesilmesi uygun mudur?

2-      2- Konunun daha iyi anlaşılması bakımından 01-10 Haziran 2012 tarihleri ile 01-10 2013 tarihleri arasında kaç araca ne kadar para cezası kesilmiştir?” diyerek her iki soru önergesinin cevaplanmasını istedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°