KOMÜNİST BAŞKAN İNSANLIK DERSİ VERDİ

KOMÜNİST BAŞKAN İNSANLIK DERSİ VERDİ


İnsanlık dedim de bu günlerde en çok ihtiyacımız olan şey.





Geçen gün Halk TV’de, Tunceli Belediye Başkanı konuk.





Gerçi ben Tunceli diyorum, Fakat Fatif Mehmet Maçoğlu, ısrarla “Dersim” diyor.





Alışılmışın dışında o kadar şey söylüyor ki, şaşırmamak elde değil. Murat Ağırel,





Sayıştay raporlarında neden Tunceli yok?Yok çünkü biz ihaleyle iş yapmıyoruz!





Yani, biz her şeyi kendi kaynak ve halkımızla yapıyoruz. Haydi kendi kaynaklarınızı anladık peki, Halk bunun neresinde? Bir kaldırım taşı döşenecekse halka çağrı yapılıyor ve oraya bir insan seli geliyor. Önce Başkan kilit taşı taşıyor ustalara. Düşünün bir Belediye Başkanını değil kilit taş taşıyacak





Makam arabasından inmiyor. Makam arabası dedim de Başkan benim makam arabam yok diyor, kendi aracımla gidip geliyorum. Tamam, benzinini Belediye karşılıyor diyor sunucu, hayır onu da ben karşılıyorum diyor Maçoğlu.





Bir an kafayı yiyorum diye düşündüm.Bu ülkede halkın kaynaklarını çarçur etmeyen bir Belediye var mıymış diye düşündüm. Bakın bir Belediye, bir sanatçıya 160 Bin TL vermiş ve bunun çok düşük ücret olduğunu savunuyor.





Kayyum Başkan beş ihale için 35 Milyon para harcamış ve borç bırakıp gitmiş, Başkan Müfettiş istedik fakat Müfettiş gelmedi, bizde bunu Danıştaya şikâyet ettik ve Danıştay İçişleri Bakanlığına soruşturma yapman gerek dedi fakat, hala bu gerçekleşmedi. Kimdi o Kayyum? Şimdiki Ordu Valisi. Seçimden önce Belediye’nin ne kadar gayrimenkulü varsa bazı derneklere 5 yıllığına verilmiş.





Gelen belediye sürünsün diye yapılmış sanırım diyor Başkan.





Ulaşım ne kadar diye soruluyor, 1.60 kuruş öğrenci, sivil 6.20 bu akaryakıt fiyatlarında çok düşük rakamlar bunlar. Su 2.60 kuruş tonu, Adana’da 12 TL olduğunu düşünürseniz bu rakamın ne olduğunu anlarsınız. Başkan maaşınız nasıl yetiyor bu durumda gibi bir soru geliyor. Çok basit ayın 15’inde maaşımı almışsam ay başına kadar harcama yapıyorum fakat, ay başından sonra lokanta, kahveye gitmiyorumevime çekiliyorum param olmadığı için. Yahu bu adam kafayı yemiş diyesim geliyor, neden normal yaşamıyorsun! Diğer Belediye Başkanları sadece giyimleri için stilisttutmuşlar kendilerine bıraktık kendilerini, oğulları makam geldikten sonra o şehrin en çok kazanan iş insanı olmuşlar.Söylemleri daha çok ilgisini çekiyor insanın,bu kadar zorumu halkın parasını yemeden yönetmek?





Zor değil elbette ki, eğer nefsinizin kurbanı olmaz iseniz!...





Üstündeki gömlek sanki maddi ihtiyacı olan bir vatandaş gibi, eski oduncu gömleği dediğimiz bir gömlek. İnsanın kardeşim senin sorunun nedir diyesi geliyor! sen niye herkes gibi davranmıyorsun? Çal, çırp, eşine dostuna torpil uygula, çocuklarına iş insanı alanı aç. Kötü örnek oluyorsun Komünist Başkan, Bu ülke senin gibi oyun bozanları affetmez. Bak “Vatan Millet Sakarya de, gitsin” sonrası zaten ahretliğinde kazanırsın!



Süleyman YALÇIN

16.11.2022 22:04:49

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI