KORAY AVCI ADANALI SEVENLERİYLE BULUŞUYOR
KÜLTÜR-SANAT 10.04.2018 19:19:46 0

KORAY AVCI ADANALI SEVENLERİYLE BULUŞUYOR

KORAY AVCI ADANALI SEVENLERİYLE BULUŞUYOR

Sesi ve kendine has yorumuyla “Sesi gülen adam” olarak tanımlanan Koray Avcı, 13 Nisan Cuma günü  “Senin İçin Değer” adlı albümünü Adanalı sevenleri için imzalayacak.

2015 yılında çıkardığı “Aşk İle” isimli ilk albümü ile büyük bir çıkış yaptıktan sonra 2016’da  “Sonra Dersin Ki” albümü ile bu çıkışını sürdüren Koray Avcı,  “Senin İçin Değer” adını verdiği son albümünün imza gününde Adanalı sevenleriyle buluşacak.

Son iki yılda aralıksız müzik listelerinin üst sıralarında yer alan Koray Avcı’nın son stüdyo albümü 'Senin İçin Değer' 15 şarkıdan oluşuyor. Nurettin Rençber, Volkan Konak, Ahmet Kaya, Onur Akın ve Neşet Ertaş gibi usta isimlerin şarkı ve türkülerini başarıyla seslendiren Koray Avcı, üçüncü solo albümünde Selda Bağcan, Arif Sağ, Onur Akın, Buray, Reşit Gözdamla, Nesimi Çimen gibi Türk müziğinin önemli isimlerinin eserlerini de kendine özgü tarzıyla yorumluyor.
Dijital mecralardaki 400 milyonu geçen izlenme rakamları ile büyük bir hayran kitlesine sahip olan Koray Avcı’nın 13 Nisan Cuma günü saat 18.00’de Adana Optimum D&R Mağazasındaki imza gününü katılacak sevenleri onunla tanışma ve birlikte fotoğraf çektirme imkânı da bulabilecekler.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°