‘KORONA’ GÜNLERİNDE RUH SAĞLIĞINI KORUMA ÖNERİLERİ
Manşet Haber 6.04.2020 18:15:43 0

‘KORONA’ GÜNLERİNDE RUH SAĞLIĞINI KORUMA ÖNERİLERİ

‘KORONA’ GÜNLERİNDE RUH SAĞLIĞINI KORUMA ÖNERİLERİ






Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve
Psikiyatrist Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, koronavirüsten korunmak için evde
kaldığımız bugünlerde ruh sağlığımızı korumanın da önemli olduğunu söylüyor.
Beyazyürek, “Bu dönemde herkes ev ortamına çabuk uyum sağlamaya gayret etmeli.
Evde kalma fırsata dönüştürülmeli. Sanatla uğraşmak ya da sanattan beslenmek
ruh sağlığı için çok faydalı” diyor. 





Koronavirüsü
nedeniyle evde kaldığımız bugünlerde beden sağlığımız kadar ruh sağlığımıza da
dikkat etmemiz gerekiyor. Alışılmış düzenlerimizi terk etmek zorunda kaldığımız
bu dönemde yeni yaşam şartlarımıza uyum sağlayamadığımızda ruhsal bozukluklar
ortaya çıkabiliyor. Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi
ve Psikiyatrist Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, öncelikle yaşananların bize özel
bir durum olmadığının kabul edilmesi gerektiğini belirterek, 'Hiçbir
sosyo-ekonomik ve etnik sınıf tanımadan herkese bulaşan bu virüs, insanlarda
kaygı ve panik oluşturuyor. Bilinmezlik, öngörülmezlik hissi kaygıyı artıyor.
Kaygı sağlıklı ama bunun paniğe dönüşmesi normal değil” diyor.









“Gençler ve çocuklar hızlı uyum sağlıyor”





Prof.
Dr. Mansur Beyazyürek’a göre insanın ruhsal yapısı uyuma odaklı… En
yakınlarımızı, annemizi-babamızı kaybetsek bile 10-15 gün sonra hayat bizler
için devam ediyor; etmek zorunda. Aksi takdirde insanın ruh sağlığını koruması
mümkün değil. Bu nedenle evde kendini izole edenlerin, en kısa zamanda uyum
sağlamaya çalışmaları gerekiyor. “Sanılanın aksine, ev ortamına gençler ve çocuklar
daha çabuk uyum sağlıyor” diyen Beyazyürek, “Teknolojiyi iyi kullanan gençler
ve çocuklar, yaşananları biraz bilimkurgu gibi algılıyorlar. Kendilerini bu
bilimkurgunun içinde yaşıyormuş gibi hissediyorlar. Böylece onların durumu
kabullenmesi kolay oluyor” diyor. Büyüklerin kaygılarını çocuklara çok
yansıtmamaları gerektiğini söyleyen Profesör Beyazyürek, “Çocuklarda devamlı
ağlama, uykusuzluk, idrarını tutamama gibi reaksiyonlar görürlerse ciddiye
alınmalı ve bir uzmana başvurulmalı” uyarısında bulunuyor.  





 “Evde kalmayı
fırsata çevirin” 





Profesör Beyazyürek evde zaman geçirmek zorunda kalanlara şu
önerilerde bulunuyor: “Evde zaman geçirmek sıkıntılı olabilir ama insanlar bunu
fırsata çevirebilirler. Bireyler evde kaldıkları bu dönemde, bugüne kadar yapamadığı
şeyleri yapabilirler. Örneğin kütüphanelerini düzenleyebilirler. Okuma
alışkanlığı edinebilirler. Teknolojiyi kullanmada acemilerse, bilgisayar
kullanmayı öğrenebilirler. İletişim bozukluğu olanlar eşler ya da aile
bireyleri ilişkileri tazeleyip, iletişimlerini güçlendirebilirler. Bu dönem,
birbirine katlanamadığı halde birlikte yaşamak isteyenler için bir fırsat
olabilir. Sıkıntılı süreçler en karşıt olanları bile birbirine
yaklaştırabilir.”





“Sanatla kalın, sağlıklı kalın”





Türk
insanının genellikle insan ruhunu besleyecek gereksinimlerle yetiştirilmediğini
vurgulayan Beyazyürek, okumaya, okuyan insana, liyakata, sanata ve sanatçıya
değer verilmediğini söylüyor. “Sanattan beslenen ve sanatla uğraşanlar böylesi
sıkıntılı durumların üstünden daha kolay gelebiliyor”  diyen Beyazyürek,
II. Dünya Savaşı’nda Leningrad Savunması’nda yaşananları şöyle hatırlatıyor:
“Bu dönemde bunalanlar II. Dünya Savaşı’nda Leningrad Savunması’nı okusunlar.
Hitler tarafından iki yıl kuşatılan şehirde insanlar açlık ve sefalet
içindeler. Ekmeği bile karneyle alıyorlar. Bu durumdayken Dmitriy Şostakoviç
Leningrad Senfonisi’ni besteliyor. O sefalet içinde senfoni sahneye konuluyor.
Bu senfoniyi çalarken, açlıktan sahnede düşüp ölenler oluyor. Ama insanlar
senfoniyi dinlemeye gidiyor. Burada sanata ve sanatçıya verilen değer var.
Sanattan beslenme var. Senfoni hoparlörlerle şehrin dışına verildiğinde
Hitler’in komutanları ‘Biz şimdi yenildik. Her şeye rağmen bunu yapıyorlarsa
biz onlarla başa çıkamayız’ diyorlar.”









Obsesif hastalara dikkat!





Psikiyatrist
Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, geçmişte ciddi ruhsal bozuklukları olanların bu
dönemde dikkatli olması gerektiği uyarısında bulunuyor. 10 gündür evinden
hastalarıyla görüştüğünü belirten Beyazyürek, gözlemlerini şöyle anlatıyor: “Daha
önce obsesif ve paranoid bozukluk gibi ciddi ruhsal bozuklukları olanları, bu
dönem tetikliyor. Telefonla bana ulaşan hastalarımdan; bu tip hastalıkların
alevlendiğini görüyorum. Bu durum beni endişelendiriyor. Böylesi
rahatsızlıkları olanlar ilaçlarını kullanmalılar. Telefonla ya da görüntülü
olarak hekimlerine danışmayı ihmal etmesinler. Tedavilerini kesinlikle
aksatmasınlar.”





Bu dönemde kaygılarla nasıl başa çıkabilirsiniz?





*Panik
yapmayın. Bu durumun yalnızca sizin başınıza gelmediğini düşünün. Tedbir alın
ve sabredin.





*Aile bireylerinizle iletişiminizi artırın. Hissettiklerinizi
onlarla paylaşın. Bu tip kaygılar, paylaştıkça hafifler.





* Çocuklara kaygılarınızı fazla yansıtmayın. Evde kalmaya
gençlerin ve çocukların daha iyi uyum sağladığını unutmayın.





*Evde kalma dönemini fırsata çevirin. Yapmak isteyip de
yapamadıklarınıza zaman ayırın. Kitap okuyun, teknoloji okuryazarlığınızı
geliştirin.





* Sanatı yok saymayın. Sanatla ilgilenmek ve sanattan beslenmek
ruh sağlığımıza iyi gelir.





*Geçmişte obsesif ve paranoid ruh bozuklukları olanlar
tedavilerini mutlaka devam ettirsin.





* İletişimde ‘çatışmacı’ ve ‘ayrılıkçı’ dil kullanmayın.



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

24.9° / 14.2°