KÖSE: COVİD-19 AŞILAMASINDA VETERİNERLERE HAKSIZLIK YAPILDI
Manşet Haber 17.01.2021 11:12:55 0

KÖSE: COVİD-19 AŞILAMASINDA VETERİNERLERE HAKSIZLIK YAPILDI

KÖSE: COVİD-19 AŞILAMASINDA VETERİNERLERE HAKSIZLIK YAPILDI

Adana Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse, pandemide filyasyon ekiplerinde yer alan Veteriner Hekimlerin aşılamada sağlık sınıfının dışında tutularak COVİD-19 aşılamasında Veteriner Hekimlere büyük haksızlık yapıldığını söyledi.

Yakın zamanda Veteriner Hekimlerin ürettiği aşılarla halkımızın aşılanacağını belirten Köse, yazılı açıklamasında ”Biz Veteriner Hekimlerde sanırım kendi meslektaşlarımızın ürettiği aşıyla aşılanacağız.” Diyerek şu görüşlere yer verdi:

“Biz Veteriner Hekimler evde kalmadık zoonozlarla mücadele ettik, biz Veteriner Hekimler evde kalmadık halkımızın sağlıklı gıdaya ulaşması için çaba harcadık, halk sağlığının korunması için çalıştık. Kırılsak ta, haksızlığa uğrasak ta mücadeleye devam edeceğiz.

Ülkemizi ve Dünya’yı etkisi altına alan birçok insanımızın canına mal olan pandeminin ; tüm önlemlere ve mücadeleye rağmen önüne geçilememiştir. Pandemiyle mücadelenin en önemli ayağı olan aşılamada öncelikle gruplar belirlenirken ne yazık ki Veteriner Hekimler bu aşılama listesinin dışında tutulmuştur. Bunun en önemli nedeni bilgisizliktir. Covit-19 pandemisinin yaban hayatından insanlara bulaştığı, insandan insana, hatta bazı hayvanlara da insanlardan bulaştığı tespit edildi. Virüsün mutasyon yapma yeteneği göz önünde bulundurulduğunda, yarın hayvanlardan insanlara, insanlardan diğer insanlara, insanlardan hayvanlara, hayvandan hayvana bulaşma yeteneği kazanmayacağını kimse söyleyemez. Eğer bu olursa insanlarımızı eve kapatabilirken, sokağa çıkma yasağı ile önlemler alırken bile önüne geçemediğimiz salgınla mücadele imkansız hale gelecektir. Sokaklarımızda binlerce hayvan varken hepimizin evinde hayvan beslenirken, virüsün hayvandan hayvana ve hayvandan insana, insandan hayvana bulaşma yeteneği kazanması durumunda felaketimiz olacaktır.Her gün onlarca hayvanla ve hayvan sahibiyle temas eden ve hayvanlarda başka salgınlarda olduğu gibi olası bu salgınıda kontrol altına alacak veteriner hekimler korunamazsa hastalığın yayılmasında  en büyük odak haline geleceklerdir.

Ayrıca da pandemi boyunca herkes kendini korumaya çalışırken kendini eve kapatmayan, ihtiyaç duyulduğunda en ön saflarda filyasyon ekiplerinde yer alan Veteriner Hekimler aşılamada sağlık sınıfının dışında tutuldu. Tıpkı sağlıkta şiddet yasasında ve fiili hizmet kanununda olduğu gibi. Bu Veteriner Hekimleri rencide etmiştir. İhtiyaç duyulduğunda sağlık sınıfında ve hekim olarak değerlendirilen; aşılamada dışında tutulmamız kabul edilebilir değildir.

Aşı temininde bütün Dünya da görüldüğü üzere yerli aşıyı üretmek hem halkımızın sağlığı için hem de ekonomik açıdan büyük önem taşımaktadır. Bilinmektedir ki ülkemizin en önemli aşı çalışmalarını Virolog Akademisyen olan Veteriner Hekimler yürütmektedir. Yani yakın zamanda Veteriner Hekimlerin ürettiği aşılarla halkımız aşılanacaktır. Biz Veteriner Hekimlerde sanırım kendi meslektaşlarımızın ürettiği aşıyla aşılanacağız.

Biz Veteriner Hekimler evde kalmadık zoonozlarla mücadele ettik, biz Veteriner Hekimler evde kalmadık halkımızın sağlıklı gıdaya ulaşması için çaba harcadık, halk sağlığının korunması için çalıştık. Kırılsak ta, haksızlığa uğrasak ta mücadeleye devam edeceğiz. “

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°