Geçtiğimiz Pazar günü Yerel Seçimler yapıldı ve orta vadede (bana göre tabi) Genel Seçim etkisi yaratacak sonuçlar ortaya çıkardı. Şimdi hepimiz geleceği konuşuyoruz. En çok da merak edilen anayasa. Acaba halen gücü elinde tutanlar, kendilerine yeni güçler sağlayacak, yeni bir anayasa yaparak, ya da anayasanın çeşitli maddelerini değiştirerek anayasayı tanınmaz hale getirebilir mi?

Benim aklımda ise çok basit, detaysız sorular var:

1. Anayasa bağlılık yemini edip, sonradan, ”Anayasaya saygı da duymuyorum, uymuyorum da,” diyenlerin anayasa yapmalarına gerek var mı?
2. Mevcut anayasaya bağlılık yemini ederek göreve gelenler, “O zaman yemin ettim ama şimdi fikrimi değiştirdim,” diyenler değişiklik çığırtkanlığı yapar mı?
3. Anayasaya bağlılığını Türk Milleti önünde, namusu ve şerefi üzerine yemin ederek ilan edenlerin, yeni anayasa yapmaya kalkması yasal ve ahlaki mi?
4. Bu meclisin anayasa yapması yasal değilse, anayasayı kimler yapmalı? Bir Kurucu Meclis mi?

Yine tarihe bakacağız:

Atinalı zengin -Aristokrat- ailelerin kendi aralarında ki “Tiranlık” savaşı, her seferinde kanla sonuçlanan baskın ve isyanlara dönüşüyordu.Bunlardan biri de,  olimpiyat şampiyonu “Kylon”un Atinalı zenginleri de yanına alarak çıkardığı isyandı. Akropolis’i ele geçirmek istediler ama “Megakles” tuzak kurarak tüm isyancıları yakaladı. İsyancılar teslim olma sözü verdiler ama dua ederken Megakles hepsini öldürttü. 

Akropolis’teki bu Tiranlık yarışı, zenginlerin birbirleri ile savaşı şeklinde gelişiyor, yoksul halk da bir parça ekmek  için bu savaşın taraftarı oluyorlardı. Yani, güçlünün güçlü ile liderlik”savaşı, Atina’yı sömürmek isteyen zenginlerin savaşı olarak sürüp gidiyordu.

“Dragon Yasaları” denilen yasalar hep zenginlerin çıkarlarına göre şekilleniyordu. Pazardan sebze çalan adamın da, bir insan öldüren adamın da cezası ölümdü 

Savaştan, kargaşadan, ölümlerden usanan halk, Yunan’ın yedi büyük düşünüründen biri olan Solon”u yeni bir Anayasa yapmakla görevlendirdi. Bu Anayasa dünya literatüründe ilk “Demokratik Anayasa” olarak kabul edildi. Kimilerine göre bu Anayasanın uygulandığı devirden daha fazla hiçbir dönem demokrasi en üst seviyede yaşanmamıştır…

Solon’un Anayasasının temelinde “Zenginleri Barıştırmak” yatıyordu. Zenginler arasındaki Tiranlık savaşı son bulmuştu. Solon’a göre iktidara gelebilmek için soy üstünlüğünden çok zenginlik önemliydi. Ülkeyi yönetmek zenginlerin hakkıydı. Solon vatandaşlık tanımını buna göre şekillendirmişti.

Solon, “Kanunlar örümcek ağına benzer. Güçsüz ve hafif olanlar yakalanır, ağır olanlar ise onu parçalayıp geçer,” diyordu. 

Solon kanunları yeterli olmadı, güçlü ailelerin siyasi konumlarını yeniden tanımladı. Atina dört büyük aileye bölündü, yeni zenginler yaratıldı,  bunlarınşehir, kıyı ve kırsal bölgelere yerleştirerek tarım ve üretimle uğraşmalarını sağlandı. Böylece “siyasi bütünlük”sağlanmış oldu. Yani, zenginler kendi aralarında kaynakların ortaklaşa sömürülmesi konusunda anlaşınca, demokrasi de sağlandı.     

Savaşanlar mı? Ha, bakın orada da tam bir eşitlik vardı. Garibanlar her zaman kahramanca savaşmak hakkına sahipti.

Demokrasinin gelişim tarihi çok uzun. Detay istiyorsanız Oğuz Tekin’in,”Eski Yunan ve Roma Tarihine Giriş” adlı kitabını okuyun.

BİLMİYORUM Kİ, BAŞTA SORDUĞUM SORULARIN CEVABINI  (GÖNLÜMCE) GÖRMEYE ÖMRÜM YETECEK Mİ?

• AMA BEN HER AN GÖRECEKMİŞİM GİBİ BEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİM.