İfral TURGUT

Tarih: 04.07.2025 15:23

KÖRFEZDEKİ DALGIN SUYA BİR BAK.

Facebook Twitter Linked-in

Kapkara olaylarla, kapkaranlık bir hafta geçirdik. Yazarken benim içim karardı, okurken sizin. Gündem çok zorlamazsa, hiç değilse bir hafta şiirden, şarkılardan insani duygulardan ve insanlardan bahsedelim. 

Kadıköy sahilleri…  Özellikle mehtaplı gecelerde  herkes deniz kenarına gider, gecenin tadını çıkarırdı. Kalamış kıyılarının ise tadı bir başkaydı.   

Bir gün maliye tahakkuk memuru Kazım Bey, Kadıköy vapurunda Osman Nihat Akın’la karşılaşır ve Osman, bu akşam bize bekliyorum, der.  

Kazım Bey, akşam bahçede masayı hazırlamıştır. Birkaç lokma alıp, bir iki yudum içince doğal olarak meşk, başlar. Bir süre sonra herkes gecenin sihrine kaptırmıştır kendini .  Kazım Bey coşar ve“Haydi, masayı olduğu gibi sandala nakledelim,” der. Öyle de yaparlar.    

Gecenin güzelliği,  sandalın usul usul sallanışı sarhoşluğa bir başka hoşluk katmıştır. Kazım Bey’in coşkusu daha da artar, felekten bir gece çalmak istemektedir. Kadehini kaldırır, “İstikamet Kalamış,” der. Herkes kadehini kaldırır, küreklere asılır. Kalamış’a varınca etrafı başka sandallarla sarılmıştır. Görmedikleri, tanımadıkları kişiler de meşke iştirak ediyordur.     

Bir ara uzaklardan bir ses, “Sandalcılar! Motora yaklaşın,” diye seslenir ve başlarlar motora yaklaşmaya  . Yüzler seçilir hale gelince sandal ahalisi şaşkınlık içinde kalır. Atatürk’tür sesin sahibi. Adeta birden sarhoşlukları geçmiştir. Atatürk de motorun arkasındaki masada, mehtabın tadını çıkarmaktadır. Ayağa kalkar ve sandalcılara, “Gençler, görüyorsunuz, tabiat güzel, mehtap güzel, memleket güzel, siz onlardan daha güzelsiniz. Bu memleket sizin, bu gördüğünüz tüm güzellikler sizin. Türk neşelidir. Türk güzeli bilir, herkesten daha çok sahip çıkar ve herkesten daha çok sever. Bu güzel memlekette eğlenmek, şarkı söylemek hepinizin hakkıdır. Haydi, ne duruyorsunuz, meşke devam edin,” der. Sandalcıların korosuna  Atatürk de katılır. Gerisini tahmin edersiniz. 

Tüm, Kalamış uyanmış, körfezde musikinin en güzel nağmeleri geç vakte kadar geceyi inletmiştir. Ata gülüyor, sandalcılar gülüyor, mehtap gülüyordur.  Sabaha doğru Atatürk, sandalcılara ve geceye veda ederken sandalcılar hep bir ağızdan, “Sağ ol, var ol Paşam,” diye haykırarak geceye veda eder, sabaha merhaba derler.   

Duygu adamı Osman Nihat Akın, o gecenin ilhamıyla Yahya Kemal’in o güzel şiirini nağmeye dönüştürür:

Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin,

Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde.

Mehtap, iri güller  ve senin en güzel aksin,

Velhasıl o rüya duruyor yerli yerinde.

 

Ne güzel günlermiş o günler. Ne güzel insanlar paylaşmış birbirlerinin hayatını.

GEÇMİŞE DÖNMEK MÜMKÜN OLSA,


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —