Düzgün COŞKUN

Tarih: 14.05.2025 00:39

SENİ ALKIŞLARLA KARŞILADIK SÖZ VE ŞİİRLE UĞURLADIK

Facebook Twitter Linked-in

Demokrasi ve sendikal mücadelenin mümtaz neferi Muzaffer Yüksel’in cenazesini alkışlarla karşıladık. Yine şiir ve alkışlarla toprağa verilmek üzere memleketi Antalya'nın Gazipaşa İlçesi'ne gönderdik. Muzaffer Yüksel bu gece Baba ocağına konuk olacak. Yarın öğleyin kılınacak cenaze namazının ardından köyünde anne ve babasının yanında toprağa verilecek.

- Meğer sevenin ne kadar çokmuş biliyor muydun-?

Tedavi gördüğü Çukurova Devlet Hastanesi'nde dün gece hayata gözlerini yuman Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası önceki dönem Başkanı ve eski KESK Dönem Sözcüsü Muzaffer Yüksel'in cenazesi bugün morgda alınarak Reşatbey Mahallesi'ndeki SES Adana Şubesi Hizmet Binasının önüne getirildi. 

Buradaki törende konuşmacılar sendikal mücadelesine vurgu yaptı. Bu yolundaki azmi ve kararlı duruşunu dile getirdi. Konuşmalar Muzaffer Yüksel'in mücadele ruhunu yansıtırken aynı zamanda duygu yüklüydü.

Muzaffer Yüksel meğer sevenin ne kadar çokmuş. Sağlığında bu kadar sevildiğini tahmin etmezdin sanırım. Ne acıdır ki iyi insanlar hep erken gidiyor. 

- Kız kardeşi Atiye Yüksel fenalık geçirdi-

Muzaffer Yüksel'in cenazesi alkışlarla karşılandı. Sevenleri tabuta karanfil bıraktı. Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin'in karanfil bırakırken duygulandığı gözlendi. Pek çok çalışan, sendika eş başkan ve mesai arkadaşları yaptıkları konuşmalarda Muzaffer Yüksel'i anlattılar. Mücadeleyi 1990’lı yıllardan beri beraber yürüten SES üyesi dostları konuşmaktan zorluk çekti. 

Yüksel’in ne kadar başarılı çalışmalara imza attığını dile getirdiler. Bir hemşire "Muzaffer Abi, seninle geçtiğimiz cuma günü konuştuk. Bizi bırakıp gittin şimdi kime bağırıp çağırıp derdimizi anlatacağız" diyerek gözyaşlarını akıttı.

- 30 yıllık arkadaşımı şiirle uğurlayacağım-

Odalar, Kamu sendika temsilcileri, sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler ve kalabalık bir halk topluluğu Muzaffer Yüksel'i son yolculuğuna uğurlarken üzüntülerini dile getirdiler. Doç. Dr. Ali İhsan Öktem'in üzüntüsü yüzüne yansımıştı. Yanındaki doktorla tek kelime konuşamadığı dikkatlerden kaçmadı. 

SES'li kadın üyelerinin yaptığı duygu yüklü konuşma esnasında Muzaffer Yüksel’in kız kardeşi Atiye Yüksel fenalık geçirdi. Sandalyeye oturtularak kısa süre dinlendi. Sonra arkadaşları koluna girerek cenaze aracına götürdü. 

Uzun yıllar birlikte sendikal mücadele veren Güven Boğa Muzaffer Yüksel’i yazdığı şiirle uğurlamak istediğini söyleyerek okumaya başladı:

"Umudun yolcularıydık biz 

zamana karşı yürüyen, 

yılgınlığa geçit vermeyen.

Her adımda emeğin izini sürdük; 

alın terinin düştüğü her zemin, 

bizim kürsümüzdü.

Sözümüz, suskunlukla değil, 

mücadeleyle biçimlendi.

Çünkü biz biliyorduk: Gerçek ses,

yalnızca hakikatin içinde yankılanır.

Farklılıklarımız vardı, evet… 

Ama o farklılıklar bizi ayırmadı; 

aksine, bizi çoğalttı.

Ayrılık değil, dayanışma zamanıydı. 

Yol uzun, yürek yorgun olsa da, 

umut sırtımızda bir çerağ gibi yanıyordu.

Düşüyorduk bazen, birer birer eksiliyorduk saflardan. Ama zaman değil, umut çürütmezdi insanı.

Umudu asıl yitiren, inancını yitirendi.

Muzaffer Yüksel abimiz, bu inancı

hayatı boyunca içinde taşıyanlardandı. 

Karanlığa karşı söz söyleyen, 

emeğin safında dimdik duran 

bir işçi önderi, bir devrimci, 

bir yol arkadaşımızdı.

Sendikal mücadelenin en çetin yıllarında da, yoldaş kayıplarında da, yalnızca direnenleri değil,

umutla direnenleri büyütenlerdendi.

O, yalnızca bir isim değil; bir dönemin tanığı, bir yürüyüşün neferiydi.

Bugün o yürüyüşte bir eksik adım var belki ama

bıraktığı iz silinmeyecek.

Anısı, her düşüşte yeniden doğrulmamızı 

sağlayacak bir çağrıdır bize.

Umudu yeniden bileyen, 

yürekleri birleştiren o ses, 

kulağımızda çınlamaya devam edecek.

Saygıyla eğiliyorum anısı önünde".

Törenin ardından Muzaffer Yüksel'in cenazesi yine alkışlarla omuzlarda taşınarak cenaze aracına götürüldü. Daha sonra memleketine uğurlandı. 

Muzaffer Yüksel’in cenazesi yarın memleketinde öğleyin kılınacak namazın ardından toprağa verilecek. Yüksel her zaman çok özlediğini söylediği anne ve babasına kavuşacak...

Kıymetli dostum, Adana'da hastanede yatarken sana gelmeyi çok istedim. Ama her seferinde "Otur oturduğun yerde sen benden betersin" dedin. Ama telefonla başını çok ağrıttım. Bugün cenazene geldim, tabutuna omuz verdim. İçimden sana kızgın olduğumu da ifade ettim.

Ölümün çok erken oldu, sevenlerini üzdün biliyor musun? Şimdi kime bağırıp çağıracağım. Tahlil sonuçlarıma her baktığında, "Bir şeyin yok. Ufak tefek sıkıntıları da atlatacaksın. Kan değerlerin de normal dönüyor. Çıta gibisin. Kendini tembel alıştırma, yürüyüşünü aksatma, kapalı alanlara girerken maskeni tak. İlaçlarını saatinde al" diyordun. Peki sen niye tedavini geciktirdin, ilaçlarını saatinde almadın kadim dost.

Sana sitem etmekten haksız mıyım? Annen ve babana kavuşacağın için mutlu musun? 

Güle.. Güle kıymetli insan. Yerin doldurulamayacak bilesin. Yüce Yaradan rahmetini esirgemesin. Ruhun şad mekanın cennet olsun. Anılarının önünde saygıyla eğiliyorum.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —