Oktay EROL

Tarih: 23.02.2018 19:19

ADANA İÇİN NE YAPARIZ; ANLATIN BİZE?

Facebook Twitter Linked-in

Çukobirlik’in tarihi tek partili döneme dayanıyor. Ekim 1940’da Tarım Satış kooperatifleri Yasası kapsamında Adana, Ceyhan, Tarsus Tarım Satış Kooperatiflerinin birlikte; bölgedeki pamuk üreticilerinin ürünlerini değerlendirmek, üreticiye destek olmak amacıyla kurulmuştur. 275 ortaktan oluşmaktadır…

Çukobirlik’in asıl amacı, piyasanın olumsuz koşullarına korumak, yapılanmayı üreticilerin çıkarları doğrultusunda örgütlemek…

Seksen öncesinde, büyüme yönünde gelişme sağlayan Çukobirlik, yalnız kuruluş aşamasında bulunan kentlerin değil komşu yerleşim yerlerinin üreticilerinin de korunması-desteklenmesi yönünde atılımlar yapıyor…

Pamuk alımı ile çırçır tesislerinin yer aldığı Çukobirlik Osmaniye, Hatay, Gaziantep, Urfa, Diyarbakır, Mersin, Adıyaman, Mardin illerini de kapsayacak biçimde genişliyor.

Pamuğu hammadde olarak düşündüğümüzde; Çukubirlik tesislerinde iplik, dokuma, boyama ile birlikte yağ çıkarılması sağlanıyordu. Binlerle çarpılan çalışanıyla, çalışanların eşleriyle-çocuklarıyla özdeşleşmiş bir kuruluş… Bir başka deyimle; Adana’nın ekonomisinde geniş yer tutan ana damarlarından biriydi…

Çukobirlik büyüyordu. Büyüdükçe Balkanlarda, Ortadoğu ülkelerinde entegre (=bütünleşmiş) tesisler oluşturuyordu. Adana-Mersin yolu üzerinde üç vardiya çalışan işçiler evlerine, Adana’ya, ülkemize kattıkları ekonomik değer gözden kaçmıyordu…

17 Haziran 2003 tarihli evrensel şu satırları yazıyor: Çukobirlik İdaresi tarafından açıklanan programa göre, 20 Haziran’da Boya-Basma, 4 Temmuz’da ise İplik-Dokuma bölümleri kapatılacak. Bunun arkasından da Yağ Fabrikaları ile Genel Müdürlüğün de kapısına mühür vurularak Çukobirlik’in tamamen kapatılması düşünülüyor…’

İlerleyen yıllarda hepsi oldu. Yazgısına terk edilen tesisler film platosuna dönüştü. Televizyon dizilerine konu oldu…

Adana-Mersin karayolu üzerinde her geçişimizde atıl durumdaki Çukobirlik tesislerinin, diğer yapıların, bulundukları alanın içler acısı durumunu yaşamak için, anlamak için, sorgulamak için, eksiği görebilmek için; ille de Adanalı olmak, ille de Adana milletvekili gerekmiyormuş!

Nasıl mı?

***

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’den gelen basın bültenlerini uzun süredir alıyorum, yenimuhalefet.com’dan dolayı. İçlerinde bölgesel bulduğum olduğunca, tüm yurdumuzu ilgilendiren ‘karşı duruşa’ da zaman zaman tanık oldum.

Bunlardan birisi de, son günlerde Adana’da tüm basının ilgiyle üzerinde durduğu ‘Çukobirlik’ konusu…

Çukobirlik, Adana’nın ilk göz ağrılarından, ilk topraktan başlayarak ‘son’ kullanılacak duruma dek geçen evreyi en iyi yansıtan, yaşatan; üreticiye hem ekonomik kalkınma sağlayan, hem de üreticinin toplumsal bakışında belirleyici ‘rol’ oynayan, toplumsallaşmasında basamak atlatan bir kuruluş olarak önemli yer oluşturmakta.

Adana için böylesine lokomotif, böylesine önem taşıyan bir konusu Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’ce meclise taşıdığı önergesinde şu sözlere yer veriyor:

‘Adana Çukobirlik iplik dokuma boya fabrikaları önemli istihdam merkezleriydi. Trilyonluk tesislerin makineleri satıldı. Oysa bölge için lokomotif görevi olan bir durumu vardı. Adana-Mersin arasında yer alan alanda bulunan bu tesisin durumu nedir? Çukobirlik yeniden yapılanma içinde midir?’

Önergeye yanıt veren Bilim Sanayi-Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Ömer Fethi Gürer’in sorusuna verdiği yanıtta, fabrikaların sezonluk olarak çalıştığından söz ederek ’söz konusu Birlikte yeniden yapılandırma çalışmaları sürmektedir’ diyor…

***

Burada ‘ne’ Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in verdiği önergenin içeriği, ne de Bakanın verdiği yanıt önemsediğim; Adana için böylesine önem taşıyan bir konunun Adana’nın politikacıları, sivil toplum kuruluşlarınca bu duyarlılığın gösterilmemiş olması…

Bu edilgenlik Adana’ya da, Adanalıya da çok zarar veriyor çünkü…

Portakal zamanı portakal üreticilerinin, karpuz zamanı karpuz üreticilerinin, buğday zamanı buğday üreticilerinin; yanlarına varılarak, iki çift söz edilerek, sorunları kınanarak, iktidar yerle-bir edilerek mi oluyor bu ‘muhalefet’ yapma işi anlamaya çalışıyorum…

Şu an için aklıma geldi, doğaçlama benimki…

Bölgemizin tarihsel varsıllığı yönünden, birçok kenti kıskandıran Anavarza’yı bilirsiniz. Geçen yıllarda Anavarza’da bulunan bir bahçe içerisinde bulunan ‘mozaik havuz’ yerinden söküldü, orada doğallığını yitiriyor gerekçesiyle. Adana’ya getirildi.

O havuzun şimdiki durumu, sökülen ‘mozaik’ yarın, bir başka kentimizin milletvekilince meclise getirilirse şaşmamalı mıyım?

***

Çukobirlik’in bölgemize ‘güç’ kattığı yıllardan bu yana, Adana’nın yitirdiği ekonomik varlıkların bugün matematiksel işlemi ne yapılıyor, ne de yapılmak isteniyor.

Ne oldu da Çokobirlik, ya da diğer Adana-Mersin, Adana-Ceyhan üzerinde tüten onlarca fabrika kapatıldı? O günler, mecliste bulunan Adana’nın Milletvekilleri ne yaptı, Adanalıyı nasıl savundu, ülkemizin ilk üç-dört ekonomik büyüklüğünden söz edilen kentleri arasında yer bulan Adana nasıl oldu da gerilere itelendi; neden?

Bölgemizin ‘en’ yoksul iki kentinden biriyse Adana…

Bugüne değin gelen iktidarlarından muhalefet partilerine şu soruyu sormak gerekmiyor mu?

Adana için ne yapınız; anlatın bize?
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —