Oktay EROL

Tarih: 28.02.2019 18:22

ADAY 'PROJENİN' ADINI KOYMALI...

Facebook Twitter Linked-in


Aday ‘projenin’ adını koymalı…





Adayların üst-üste ‘projelerinin’ neler olduğunu sorarken, bir yandan da Adanalıya ışık olacak olanlar üzerinde durmuştum.





Örneğin demiştim ki; Adana yoksulluğu ‘tescillenmiş’, bu iktidar döneminde de yoksulluğu ile birlikte işsizliği de büyümüştür, demiştim.





Bunun yanı sıra da kent içerisinde yapılacak yollar, açılacak parklar, dikilecek beton binalar, dinlendirilecek evlerle yetinilmeyip, daha çok Adanalının elinde bulunan varsıllıklara ‘katma değer’ katacak ‘projeler’ üzerinde durulması gerektiğini yazmıştım.  





Dinleyen olmuş olmalı…





***





Adana’nın varsıllıkları neler mi?





Tarhsel dokumuz, tarım ürünlerimiz, narenciyemiz, yöresel yemeklerimiz, yazınsal değerlerimiz, unutturulan el sanatlarımız…





İlk başta anımsadıklarım…





Hep birinin, sözüm ona ‘narenciyenin’ üzerinde durduğum kanısı ağırlık kazanmasın.





Bunlardan hangisinin ‘bindirilmişler’ olmadan tanıtımı, anlatımı, önemsenmesi, bilgilendirilmesi sağlandı şu ana dek?





Tarihsel varsıllıklarımızın iyice tanıtılması için neler yapıldığını düşünelim örneğin?





Koruyabiliyor muyuz?





Önem verebiliyor muyuz?





Kozan’da bulunan ‘Yaverin Konağı’ neden ‘Arıkan Konağı’ oldu,





Ya da iki yıl önce belediye temizlik görevlilerinin konağın ‘çöken’ bir bölümünde bulduğu çok sayıda Osmanlıca-Ermenice belgenin son durumu ne?





Yazıldığı dönemin ‘hangi’ konusunu içermekte?





İki yıl geçmesine karşın, Kozan Belediyesi’nin Adana Müze Müdürlüğüne teslim ettiği Osmanlıca-Ermenice belgenin arkasına düşüldü mü, sonuç alındı mı, sergiye konuldu mu, aradan geçen iki yıl nasıl bir çalışma yapıldı?





Yine, bu ‘değer’ yerel yönetim öncesinde ‘projeler’ arasına alındı mı?





***





Belediyelerin ‘asıl’ görevlerini, ‘proje’ kapsamında değerlendirdiklerinde durup kalıyorum!





Adayın;





İçme suyunu ucuzlatması,





Yolları asfaltlaması,





Kaldırımlara kilit taş döşemesi,





Kanalizasyon sorununa çözüm araması,





Metroyu yaygınlaştırması,





Bir evlik alanlara parklar yapacak olması,





Emekli dinlenme evleri söz vermesi…





Evet, bunlara ‘söz vermesi’ diyoruz.





Bir belediye ‘eğer’ bunları da yapmaktan kaçınacaksa, yapmamakta diretecekse, savsaklayacaksa ‘başka’ nelerle uğraşmak için ‘burada’ olduğu sorulmaz mı?





Ağaç kesip beton binalar dikmek için mi?





***





Belediyenin ‘yapmaya’ söz verdikleri Adanalı için değil mi?





Şu an yollar, kaldırımlar, parklar…





Bu yollarda, bu kaldırımlarda, bu parklarda yürüyecek olan Adanalı esnaf, emekçi, üretici, işsiz, öğrenci içinde bulunduğu çıkmazları düşünmekten ‘yapılanların’ çoğununun farkında bile değil!





Bir parkın yürüyüş yollarından geçerken, geçtiği yerin sağında-solunda yer alan ne çiçekleri, ne bankları, ne ağaçları, ne spor aletlerini, ne de bunlarla ilgilenenleri görmüyor bile.





***





Son günlerde yapılan bir anket, ülkemizde ‘mutluluk’ oranının düştüğünü söylüyordu.





Anketteki ‘en önemli’ yer de, üniversite mezunlarının oranının yüksek oluşu…





Yerel yöneticilerinin, kent insanının ‘mutluluğunu’ artırıcı ‘projelerinin’ olmasını zorunlu kılıyor.





Bunun da ‘tek yolu’ yerel varsıllıkların önünün açılması, tanıtılması, katma değerli biçime dönüştürülmesi, üniversitelilerin buralarda konuşlandırılması, kentin markalaştırılmasından geçiyor.





Her yıl ‘portakal çiçeği karnavalı’ adıyla yapılan, ‘karnaval’ denilmesi bile yanlış olan, ‘şenlik ya da festival’ denmesi gereken, panayır havasında ‘bindirilmişleri’ eğlendiren, Adanalı üreticinin önüne ‘yeni’ bir şey koymayan etkinliği demiyorum…





Adana’da birçok kurumun ‘tantanalı’ geçen günleri olarak değerlendiriyorum!





Üreticinin ellerinde kalan tonlarca ürünün, kabuklarını kurutmak için soyup içini atmalarını düşündüğünüzde, nedir ki bu etkinlik, kimler içindir?





Adayların salt ‘projeden’ söz etmesini değil,





Adanalının bakışını varsıllandıracak ‘projenin ‘ adını koymasını istiyorum…



Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —