öldüğünde cebinde 5 lirası vardı
geride
bir onurlu mücadelesi kaldı
bir de çankaya’dan kente girerken ankaralıların kullandığı caddedeki adı :
reşit galip
***
adana ve mersin’de hekimlik yapardı
1923 martında mersinde Paşa’nın huzurunda konuşunca gözler ona çevrildi
ocak 1925te meclise girdi
istiklal mahkemesi üyeliği yaptı
chp idare heyetinde görev aldı
türk ocaklarında ve halk evlerinde çalıştı
serbest fırkaya girdi
***
yıl 1931, mevsim sonbahardır
reşit galip Atatürk’ün sofrasındadır
o gece tartışma yaşanır
milli eğitim bakanı esat mehmet, bir yakınmayla başlar konuşmaya
esat mehmet, Atatürk’ün harbiyeden tabya öğretmenidir
konu, kız öğrencilerin kıyafetinden açılır
esat mehmet, 'kızların kısa etek, kısa çorap ve kısa kollu gömlek giymelerini uygun görmediğini' belirtir. bir tamim yayınlayıp daha kapalı giyinmelerini isteyeceğini söyler
bunun üzerine reşit galip söz alır
'yanlış düşünüyorsunuz beyefendi' der. 'bu bir geriliktir. kadınlar eski durumda yaşayamazlar. inkılaplardan en mühimi, kadınlara verilen haklardır.
başka türlü, batılılaşmakta olduğumuzu iddia edemeyiz.'
sofra gerilir
***
Mavi Gözlüm, vekilini zor durumda bırakan bu çıkıştan hoşlanmaz
'bu konuyu uzatmayalım.
kısa çorap giyip giymemek çok önemli değildir, sonra tartışırız' der.
ama reşit galip alttan almaz
‘af buyurunuz Paşam! bu, inkılap ve zihniyet meselesidir! .
müsaade buyurursanız fikrimizi söyleyelim. hatta daha ileri giderek diyeceğim ki, sizin huzurunuzda bu sofrada inkılapları zedeleyeceği icraattan bahsedilmesi küstahlıktır, hoş görülemez.’
bu hikaye uzar gider
kazım özalp, Atatürk'ten anılar kitabının 48 ve 49. sayfasında daha detaylısını anlatır
***
pekiyi
reşit galip kimdir
her sabah okul öğrencilerini güne başlatan
'Türküm doğruyum çalışkanım' andı var ya...
işte onu 1933'ün 23 nisanında kaleme alandır
***
Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir.
Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene !
***
şimdi mi
bugün 10 kasım
şimdi
ne andımız kaldı
ne o eski ihtişam
af buyur Paşa’m!