AH YALÇIN AH…

Dün gece kendime kaçtım. Kendimle baş başa dertleşirken yeni ayın ışığında, düşüncelerim aldı götürdü beni. Nereye mi? Ne bileyim ben. Bir yerde durmadık ki. Gittikçe gittik, bütün çağlarımızı yaşarken, bir ara kendime seslendim:

Dün gece kendime kaçtım. Kendimle baş başa dertleşirken yeni ayın ışığında, düşüncelerim aldı götürdü beni. Nereye mi? Ne bileyim ben. Bir yerde durmadık ki. Gittikçe gittik, bütün çağlarımızı yaşarken, bir ara kendime seslendim:

“Seyre daldık gonce-i handânı, bir ömür bitti.
Bitmedi o bülbülün efgânı, bir ömür bitti
Çok tâbibler ilâc etti, dil-i haste-i aşka,
İnledi ney gibi cân u dil, bir ömür bitti.”

Yok, yok, bilemediniz. Sebep bir ömrün sonuna yaklaşmak değildi. Bir goncayı  seyrederken bir ömrün bitmesi, ömür bittiği halde, bülbülün ağlayıp inlemesi hiç değil. Severim böyle şarkıları ama ömrün süresinin bununla alakası yok. Çocukluğumdan beri hep bunları söyler, bunları dinlerim ben.

Öyleyse ne? Galiba Yalçın. Onu hatırladım, kanunuyla. Söz vermiştik birbirimize. Her sene bir yerde, İzmir’de İstanbul’da, Adana’da toplanıp, şarkılar söyleyip rintleri hatırlayacak, rindane bir akşam geçirecektik.  Yılmaz Savaşer Üstat şarkıları  belirleyecek, repertuarı Yalçın Aker Üstat düzenleyecek, ben de notaları basıp mekanı hazırlayacaktım. 

Gece yarısı aradı Yalçın. “Yahu bu senin Yılmaz deli,” dedi. ”Ne oldu ki,” diye sorunca, “Yüzlerce şarkı göndermiş. Biz bu şarkıları durmadan söylesek, bir haftada bitiremeyiz,” dedi. Ben de, ”Adamın gönlü zengin. Siz de istediğiniz kadar kalın, şarkılar bitinceye kadar da söyleyelim,” diye karşılık verdim. Gülüştük.

Hazırladı Yalçın, repertuarı. İlk şarkımız bir Yörük Semai idi.

Ömrün şu biten neşvesi tâm olsun erenler,
Son meclisi câm üstüne câm olsun erenler.
Şükrânla vedâ ettiğimiz cân-ı fenâya;
Son pendimiz ah-lâfa devâm olsun erenler.

Söyleyemedik o şarkıyı. Çünkü geldi o lanet olası kriz ve durdurdu Yalçın’ın kalbini. Tam altı kere. Altı kere çalıştırdı meslektaşları   ama yedinciyi kaldıramadı, Yalçın.

Biz de, bir gün nasıl olsa buluşacağız diyerek, ”Evvel giden ahbaba selam olsun, erenler,” diyebildik sadece.

Ne olursa olsun, kabullenmek zor oluyor o güzel insanları, güzel şeyler yapmış, eser bırakmış insanları kaybetmek. Sitem etmemek elden gelmiyor. İsyan değil ama sorgulamak istedim.

Böylemi esecekti,

Son günümde bu rüzgâr?

Bütün kuşlar, vefasız,

Mevsim artık sonbahar.

Sorum kuşlara değil. Hele göçmen kuşlara hiç değil. Vakti gelince tabi ki, gidecekler ama biz de bileceğiz, döneceklerini. Ancak, sitemimiz var:

“Unutmuş ellerimi, eşim, dostum, sevgilim,  

Kalbim acılarla hep, bölünmüş dilim dilim,” dedirtenlere.

Sabır, sahip olacağımız en güzel, en yüce, bizi en güçlü kılan erdemlerimizden biri. Artık hayallerimizi erteleyip, gerçek hayata dönmenin ve sabra sığınmanın zamanı.

Sabrımı gamzelerin sihr ile târâc edeli,
O güzel gözlerinin nûruna yandım ezeli.
Acı, öldürme ki kalbimde hayâlin yaşasın,
Yeter ey gözleri sevdâ dolu esmer güzeli.

Ne mutlu, “Öldürme ki, kalbimde hayalin yaşasın,” dedirtecek kadar sevilenlere.

Ne dersin Yılmaz Üstat; dönebilir miyiz, dönelim mi o günlere?

SANKİ, BİR TEK İŞARETİNİ BEKLEYENLER VAR GİBİ.


İfral TURGUT

9.06.2024 21:43:00

YAZARLAR


'HASTALIĞA YAKALANMADAN GENETİK TESTLERLE RİSK BELİRLENMELİ'

Dr. Haluk UYGUR Yazdı/ O GÜN AKDENİZ'İN 'GÜNEŞ'İ SÖNDÜ...

İfral TURGUT yazdı/ KIBRIS

Mahmut TEBERİK yazdı / TARİHTE İLK TÜRK CUMHURİYETİ

Nazım ALPMAN Yazdı/ ‘ULA ZEKÂ NE YAPAYSIN?’

DESTEKLEME ÖDEMESİ KŞMLERE YAPILACAK?

AKSA DOĞALGAZ’IN 2031 HEDEFİ: 95 BİN KİLOMETRE ŞEBEKE VE 10 MİLYON ABONE

GÜNÜN FOTOĞRAFI: KOYUNLAR NEREYE BAKIYOR?

ÇEVRE MÜHENDİSLERİNDEN KİRLİLİK UYARISI

TANBUROĞLU MAZBATASINI ALDI

TÜRK EĞİTİM VAKFI (TEV) “ÜSTÜN BAŞARI SANAT BURSU” BAŞVURULARI BAŞLADI

KOLONOSKOPİ HAYAT KURTARIYOR!

ULUSLARARASI TURNUVADA ADANA ŞAMPİYON

ÖĞRENCİLER KORSAN ÖDEV VE TEZ SİTELERİNDEN UZAK DURSUN!

“ECZACILAR SAĞLIK SİSTEMİNİN AYRILMAZ BİR PARÇASI”

“ÇILGIN PROJELERİ BIRAKIN, ÇOCUKLARIN SOFRASINA EKMEK KOYUN!”

AK PARTİ İL BAŞKANI DUYURDU