AKP EN BÜYÜK ENGEL!

Saraçhane’de tarihi su kemeri altında sıra sıra dizilmiş polis barikatı önünde işçilerin yürüyüşüne engel olan güvenlik uyarısı alanı çınlatıyor:

Saraçhane’de tarihi su kemeri altında sıra sıra dizilmiş polis barikatı önünde işçilerin yürüyüşüne engel olan güvenlik uyarısı alanı çınlatıyor:

-Eyleminiz kanusuzdur, dağılın!

Oysa 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak anayasal bir hak! AKP iktidarı buna izin vermediği için DİSK ve KESK Anayasa Mahkemesine dava açtılar. En üst mahkeme “İşçilerin Taksim ile aralarında oluşmuş bir bağ vardır. Taksim’de gösteri yapılmasının engellenmesi Anayasa açısından kabul edilemez!” dedi.

Şimdi soru şu:

Anayasa’yı ihlal edenler mi kanunsuz durumdalar yoksa Anayasal haklarını kullanan işçiler mi?

1 Mayıs 2024 Çarşamba günü AKP elindeki devlet olanaklarını seferber ederek İstanbul’da toplumsal hayatı felç etti. Metro duraklarını kapattı. Marmaray gibi önemli bir ulaşım hattının merkezi istasyonlarını yasakladı!

Bütün bunları neden yaptı?

İşçiler Taksim’de 1 Mayıs İşçi Bayramını kutlayamasınlar diye?

İstanbul’da işçiler böylesine hoyratça engellenir, devlet şehri yaşanmaz hale getirirken iktidarının başı AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bir mesaj yayınladı:

-Ülkemizle birlikte tüm dünyada kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü tebrik ediyorum!

Şaka gibi!!!

İstanbul ülkemizin ve dünyanın dışında mı acaba?

                                      ***

Şimdi sizleri AKP’li eski yıllara götürmek istiyorum. 2004 Eylül ayında Batman’dan Diyarbakır Valiliğine atanan Efkan Ala ile Batman’daki son görev gününde bir röportaj yapmıştım. Diyarbakır’da en çok gösteri ve yürüyüşler yüzünden olay çıkıyordu. Bunu hatırlatarak sormuştum:

-Toplantı ve gösteri yürüyüşleri şehirde huzuru bozar mı?

O tarihte 39 yaşında olan yeni Diyarbakır valisi aynen şöyle demişti:

-Tam tersine toplantı ve gösteri yürüyüşleri o şehirde huzurun göstergesidir!

Daha sonra da Tagore’dan şu dizeleri okumuştu:

“Düşüncenin her korkudan azad olduğu bir ülke / Bir ülke ki insanları dimdik/ Dünya duvarlarla bölünmemiş /Kelimeler gönlün derinliklerinden fışkırır /Emek kemale uzatır kollarını/ Aklın ırmağı, alışkanlıkların karanlık çölünde kuruyup gitmemiş. /Ne olurdu Tanrım! /Benim yurdum da böyle bir ülke olsa.”

Efkan Ala daha sonra başbakan müsteşarı, içişleri bakanı oldu. Son göreviyse AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa milletvekili. Ala’nın Tagore’dan okuduğu bütün dilekler bu ülkede ters yüz edildi! Sonuncusu da 1 Mayıs 2024 Çarşamba günü İstanbul’da yaşandı.

2010 yılının 2 Mayıs tarihli AKP gazeteleri 34 yıl aradan sonra bir gün önce Taksim’de yapılan 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın “sahte coşkusunu” manşetlerinden köpürtüyorlardı.

Sabah: Taksim dar geldi!

Yeni Şafak ve Star: Tabu Yıkıldı!

Türkiye: Katliamdan şenliğe!

O yıl 12 Eylül günü Anayasa referandumu yapılacaktı. Türkiye askeri vesayetten kurtulup(!) demokrasiye(!) geçecekti. Bu çerçevede “olta” amaçlı olarak 1 Mayıs’ta Taksim işçilere açılmıştı. Alt beyinlerindeki “istibdat” rejimini perdelemişlerdi.

***  

AKP 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerde ağır bir yenilgi aldı. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi “gelin yeni bir anayasa yapalım” diyorlar.

Yapılsa ne olacak yapılmasa ne olacak?

Yine uymayacaklar!

1 Mayıs 2024 günü Saraçhane’de tarihi su kemerinin önüne dizilen polis ordusu bir kez daha malumu ilan etti:

-AKP, demokrasinin önündeki en büyük engeldir!


Nazım ALPMAN

2.05.2024 11:27:00

YAZARLAR


BİZ OKURSAK ÇOCUKLARIMIZDA KİTAP OKUR

TGC BASIN MÜZESİ'NE  ÖĞRENCİLERDEN ZİYARET

OYA TEKİN: AMATÖR SPORDAN DESTEĞİMİZİ ESİRGEMEYECEĞİZ

DEMİRÇALI MUHTARLARLA BULUŞTU

ADANA’DA GÖSTERİLER YASAKLANDI

BAHAR ALERJİSİNİN ASTIMA DÖNÜŞMEMESİ İÇİN!

ÖZGÜMÜŞ: TASARRUFA TBMM'DEN BAŞLAYIN

50 YILLIK ECZACILARA PLAKET

SAĞLIK ÇALIŞANLARI ENFLASYON KARŞISINDA FAKİRLEŞİYOR

EKMEK MECLİS KÜRSÜSÜNDE

5 ADIMDA ÖFKENİZİ KONTROL ALTINA ALIN

DÖRT AYDA YARIM MİLYON KİŞİ İŞTEN ÇIKARILDI

İfral TURGUT yazdı/ BODY DONATİON PROGRAMME

ALTINORAN’DAN ETEM ÇALIŞKAN ETKİNLİĞİ

TOROSLAR EDAŞ’TAN ADANA YATIRIM AÇIKLAMASI

BALCALI’DA HEMŞİRELİK HAFTASI KUTLAMASI

BABACANOĞLU'NDAN İMZA GÜNÜ VE SÖYLEŞİ