“Yaklaşık 8 ay önce göreve geldik. Bu yönetim ile birlikte kader birliği yaptık. Seçimden sonra Genel Sekreterlik görevine getirildim. Toplantı yazışmalarını ben yapıyordum… Bu doğrultuda ASKF adı altında Whatsapp grubu kurduk ve bu grup üzerinde toplantı tarih ve saatlerini bildiriyorduk. Görevden alınmamızın gerekçesini son iki toplantıya katılmamamızdan dolayı olduğu söylendi. Oysa ki, yönetim kurulu toplantısının olacağı tarih bize tebliğ edilmemişti. Toplantıdan haberimiz yoktu. Sadece yönetim kurulundaki diğer arkadaşlara telefon açılarak davet edilmiş. Bize telefon dahi açılmadı.”
Bu sözler bana yabancı gelmedi...
Bu açıklamayı yapan ASKF Genel Sekreteri Ercan Atalay’dan başkası değildi...
Atalay, ASKF Başkanı Ahmet Bozan, kendisine kasıtlı şekilde böyle davrandığını, yönetim kurulu toplantısını haber vermediğini söylüyor...
Çok değil bundan 9 ay önce ASKF yönetim kurulu üyesi olan Ahmet Bozan, yönetim kurulu toplantısının kendisine haber verilmediğinden yakınmıştı. Biz de o dönem kendisine haksızlık yapıldığını yazmıştık.
Acaba diyorum, ASKF Başkanı Ahmet Bozan kendi yaşadıklarını Ercan Atalay’a mı uyguluyor?
Eğer kendi yaşadıklarını Ercan Atalay’a uyguluyorsa, yani yönetim kurulu toplantısı yapıp yönetim kurulu üyesi Ercan Atalay’a haber vermiyorsa yanlış yapıyor.
Eğer ASKF Başkanı Ahmet Bozan böyle davranırsa geçmişteki kendi deyimiyle ASKF tarafsızlığını yitirmiş olmaz mı?
Eğer bir yönetim kurulu üyesi yönetim kurulu toplantılarına devamsızlıktan kurul üyeliğinden düşürülecekse, haber verilmesi gerekmez mi?
ASKF’nin Başkanı Ahmet Bozan, yönetim kurulu üyesine yönetim kurulu toplantısını haber vermeden yapıyorsa ve yine haber vermeden yönetim kurulu üyeliğinden azlediyorsa o zaman kongrede yaptığı konuşmasında “Birlikte biz olacağız, iri olacağız” sözleri kandırmaca mıydı?
Ercan Atalay, geçmiş yıllarda Ahmet Bozan’ın 9 yıl ASKF’de yöneticilik yaptığını ve yönetim kurulu toplantılarında en fazla devamsızlık yapan yönetim kurulu üyesi olduğunu iddia etmesi de ayrıca düşündürücü bir noktadır.
Atalay hızını alamıyor ve diyor ki; “Ayrıca Başkan Bozan, yönetim kurulu üyeliği devam ederken, 2011 ve 2012 yıllarında Milletvekili aday adayı ve Belediye Meclis üyeliği adayı olmuştu. Bu dönemde istifa etmeyen bir kişinin bana istifa etmem gerektiğini söylemesi de çok ilginç. Yani işin aslı yönetim kurulu toplantılarında alınan kararları onaylamadığımız için böyle bir yola gidildi.”
Aslında böyle durumlarda başka bir göreve talip olanların o koltukları bırakmalarından yanayım. Ercan Atalay da Ahmet Bozan’ı örnek alarak milletvekili aday olmuş yönetim kurulu üyeliğinden istifa etmemiş.
Aslında kim olursa olsun bir görevdeyken başka bir göreve talip olanların ilk koltuklarını bırakmasından yanayım. Yani “Mevcut koltuk altımda dursun, diğerini kazanırsam o zaman bırakırım” mantığı yanlıştır.
Ne yazık ki bunu bir çok insan yapıyor...
Kimileri oturdukları koltuğu ölene kadar terk etmiyor. Başkan sıfatıyla uğurlanıyorlar...
Bırakın arkadaş...
Artık aşın kendinizi, çağa ayak uygudur...
Sizden daha iyi görevi yapacaksa bırakın gidin...
Neyse toparlayalım...
Geçmişte Ahmet Bozan haksızlığa uğramıştı.
Şimdi de Ercan Atalay haksızlığa uğramış görünüyor...
Yani noktalayacak olursak...
ASKF’de değişen bir şey yok...
Sadece başkanlar, yönetim kurulu üyeleri değişiyor, zihniyetler değişmiyor...
