(Bar, Anadolu’nun doğu ve kuzey bölgesinde, en çok da Artvin ve Erzurum yörelerinde el ele tutuşularak oynanan, ağır ritimli bir halk oyunudur.)
Yıl 1936. İstanbul’da Balkan Folklor Festivali düzenlenmiştir. Atatürk, Artvin Ekibinin de festivale katılmasını arzu eder. Ekip 20 günde Tophane’ye ulaşır. Görevlilerce karşılanır, konuk ekiplerle tanıştırılır.
Atatürk festivali özellikle izlemektedir. Gösterilerin bir kısmı Dolmabahçe Sarayında yapılacaktır. Ata Savarona ile, gece saat 11.30’da, bandonun çaldığı vals eşliğinde gelir. Artvin Ekibi gösterisini o gece yapacaktır. .
Oyunlar; Düz Horon, Deli Horon, Sasa, Artvin Barı’ndan oluşmaktadır ve her oyun beş dakika ile sınırlıdır. Diğer oyunlar bitip sıra Artvin barına gelince, salon adeta çınlar. .
Ata da coşmuştur. Kalkar, piste doğru ilerler ve oynamaya girer. Ata’yı gören diğer erkan da kalkar ve ekip yirmi beş otuz kişi olur. O an gecenin en coşkulu anıdır. Tam yirmi dakika oynarlar.
Park Otel’de ekiplere bir yemek verilir. Ata çok beğendiği Artvin ekibine birer kadeh rakı ile üçer tane badem ikram eder. Ekip teşekkür eder ama bademleri yemeyip saklarlar.
Ekip Artvin’e dönünce vali, festival izlenimlerini dinlemek üzere ekibi toplar. Ekip coşkuyla konuşurken Ata’nın da kendileriyle birlikte oynadığını anlatır ve bademleri valiye sunar. Aynı heyecan ve duyguyla barın adının Ata’mızın adı ile ölümsüzleştirilmesini ve Vali’nin kendilerine önder olmasını isterler. Vali de heyecanlanır; Ata’ya bir tel çeker. “ Balkan Festivalinde ekibimizle lütfederek oynadığınız Artvin barını “Atabarı” olarak adınızla ölümsüzleştirmek istiyoruz, izninizi dileriz.” Gelen cevapta ise uygun bulunduğu, “Muvafıktır” şeklinde belirtilmektedir.
Artvin Barı artık “Atabarı” olmuştur. Oyunda sayı sınırlı değildir; kız-erkek karma veya yalnız kız, yalnız erkek olarak da oynanır.
BİLİRSİNİZ….
• OYUNUYLA VE HEP BERABER SÖYLENİNCE İNANILMAZ BİR COŞKU YARATIR.
İŞTE SÖZLERİ
Bahçası var bağı var.
Ayvası var narı var.
Atamızdan yadigar,
Bizde Atabarı var.
Uzun uzun kamışlar.
Dibini budamışlar.
Benim ela gözlümü,
Gurbete yollamışlar.
Ben bir uzun kamışım.
Yoluna dikilmişim.
İster al ister alma,
Alnına yazılmışım.
Atabarıdır barı.
Bahçede gördüm yâri.
Seslendim ses vermedi.
Ağladım zarı zarı.