ATTİLA İLHAN: BÖYLE BİR SEVMEK

"Ne kadınlar sevdim zaten yoktular böyle bir sevmek görülmemiştir hayır sanmayın ki beni unuttular

"Ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
hayır sanmayın ki beni unuttular
hâlâ o günler kâbusumdadır
biri benimdi o kesin
diğeri bilmem kimin
üçüncüsünü ah nerede
dördüncüsüne ne gerek
aşkım için veririm kellemi
özgürlüğüm için aşkımı 
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
yalan da olsa hoşuma gidiyor
söyleyin sakın çekinmeyin
yoksa ben mi yanılıyorum
birincisi mi o muhteşem
ikincisi mi o felâket
üçüncüsüne sıra gelmedi
dördüncüsüne ne gerek
aşkım için veririm kellemi
özgürlüğüm için aşkımı" dizeleri, Attilâ İlhan’ın Sisler Bulvarı kitabından(*)...
Sanki,  yalnızca bir aşk şiiri değilde, kişinin iç dünyasıyla idealleri arasındaki sıkışmışlığı da yansıtan bir çağrı...

15 Haziran, O'nun doğum günü...
Bu vesilesiyle;

“Aşkım için veririm kellemi,
Özgürlüğüm için aşkımı…” sözü,  sanki ruhumuza işleyen, "Aşkın ve Özgürlüğün Dansı" “Böyle Bir Sevmek” kitabı da, romantik ve idealist dünyanın bir özeti gibi...

Yani, aşkın tutku dolu  derinliğini anlatırken, özgürlüğün de kişilerin vazgeçilmez bir ideali olduğunu hatırlatıyor;

"Aşk, en kişisel, en samimi duygunun,  özgürlük ise onun toplumsal ve siyasal varoluşunun temelidir.",ki hep var olan çatışmanın poetik bir ifadesi;

Aşk,bir anlam arayışı, özgürlük ise  bu anlamı tamamlayan bir koşul "...

Attilâ İlhan, toplumcu gerçekçi bir yazar ve şair olarak, bireyin mutluluğunun özgür bir toplumda mümkün olduğunu savunuyor...

"Anadolu’nun bilgelik geleneği, kişinin kendini topluma adarken özünü korumasını öğütler." diyorsanız,İlhan’ın dizeleri de bu geleneğe bağlı diyor ki;
"İnsan, aşkıyla var olur, ama özgürlüğüyle topluma katkı sağlar."

Bu, bir anlamda, kişi-toplum diyalektiğinin de poetik bir çözümü değil midir?

Attilâ İlhan’ın sosyalist dünya görüşü, onun eserlerinde hep vardır,1940’lar ve 50’ler Türkiye’sinde ideolojik mücadelelerin yoğun olduğu dönemdeki özgürlük vurgusu, baskıcı rejimlere ve sömürü düzenine karşı bir başkaldırı olmuş, belki de “Özgürlüğüm için aşkımı…” dizesi,  fedakârlığın siyasal mücadeledeki yerini işaret ediyordu, kim bilir?

Bu arada, özgürlük, O'nun için sadece kişisel bir mesele değil, toplumsal adalet ve bağımsızlık mücadelesi olmuş;
Devrimci bir ruhun ve vatan sevgisinin yansıması,  O'nun kaleminden, bir milletin özgürlük tutkusuna yazılmış sanki bir mektup...

Felsefi açıdan ise felsefecilerin daha derin bir değerlendirmesi mutlaka olacaktır, ki “Böyle Bir Sevmek”, insanın varoluşsal ikilemini sorgulamıyor mu?  Bir tarafta tutkular, diğer tarafta idealler, ki hangisi öncelikli, "Aşk; benliği ve tutkuyu temsil ederken, özgürlük; kendini evrensel bağlamda gerçekleştirme çabası"iken...

Kısaca;

Attila İlhan, özgürlüğü aşka tercih ederek, kişinin toplumsal idealler uğruna fedakârlık yapmasının  bir zorunluluk olduğunu ima ediyor, bu varoluşçu filozof Sartre’ın “özgürlük bireyin özünü inşa eder” fikrine ve Stoacı bilgelik anlayışına da uyan bir bakıştır...

"Özgürlük, arzularımızdan vazgeçerek daha büyük bir amaca hizmet etmemizi mümkün kılıyor." diyerek 'Son Söz'ümüzü söyleyelim;

Attilâ İlhan’ın “Böyle Bir Sevmek”i, aşkın ateşiyle özgürlüğün meşalesini birleştiriyor, kişinin iç dünyasını toplumsal ideallerle buluştururken de Anadolu’nun bilgelik mirasına adeta selam duruyor;
"Aşk, kalbi ısıtan bir ateş; özgürlük ise o ateşi topluma taşıyan bir ışık..."

O'nun özgürlük tutkusu ve “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.” diyen Mustafa Kemal Atatürk...

Doğum günün kutlu olsun Attilâ İlhan,
Rahmetle ve minnetle...

Suat Umutlu 
01 Haziran 2o25

(*)Attilâ İlhan (15 Haziran 1925, Menemen, İzmir - 11 Ekim 2005, İstanbul), Türk edebiyatının çok yönlü isimlerinden , Şair, romancı, senarist ve denemeci olarak, Duvar, Sisler Bulvarı gibi eserleriyle toplumcu gerçekçi bir çizgi çizmiş, 
Senaryolarında "Ali Kaptanoğlu" takma adını kullanmış, "Beteroğlu" takma adıyla "Yücel" dergisinde de şiirleri yayımlanmış...
Sosyalist dünya görüşünü Türk milliyetçiliğiyle harmanlamış,Batılılaşma eleştirileriyle öz değerlerin korunmasını savunmuş...
Yaşamı boyunca birçok ödül;
"Tutuklunun Günlüğü" isimli kitabıyla "Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü"nü, "Sırtlan Payı" isimli romanıyla da  "Yunus Nadi Roman Armağanı"...
Yılanların Öcü gibi senaryolarla sinemaya, Hangi Batı gibi denemelerle düşünce dünyasına katkıda bulunmuş, edebiyatımızın değerli ismi...


SUAT UMUTLU

1.06.2025 20:19:00

YAZARLAR


BALCALI’DA SİGARAYI BIRAKMA POLİKLİNİĞİ HİZMETTE

“HEKİMLER; SAĞLIĞIN VE ÖZGÜRLÜĞÜN TEMSİLCİLERİDİR”

KOZANOĞLU LİONS ANAOKULU'NDAN MUHTEŞEM YILSONU ETKİNLİĞİ

ÜLKEMİZDE HER 4 KADINDAN 1’İNİN SORUNU!

ÇİLTAR GENÇLERDE TÜRKİYE ŞAMPİYONU

5 OCAK "ULUSAL ANNE DOSTU HASTANE" ÜNVANINI ALDI

ADANA DEMİRSPOR UEFA AVRUPA KÜLÜLER SIRALAMASINDA

SİNEMA, TİYATRO VE BALE SEYİRCİSİNDE ARTIŞ

YÜREĞİR’DE ZABITADAN BAYRAM DENETİMİ

ABB U18 VOLEYBOLDE TÜRKİYE 3. OLDU

3 MİLYAR DOLARLIK İHRACATTA AOSB İMZASI

KARALAR’DAN YÜREĞİR’E CEMEVİ

ADANA’DA SAĞLIKLI BİR GELECEK İÇİN PEDALLAR DÖNDÜ

OYE TEKİN’DEN MESAJ VAR

MAYIS’TA 36 ÜRÜNÜN 17’SİNDE FİYAT ARTTI, 19’UNDA İSE AZALDI

SEYHAN VE CEYHAN BELEDİYE BAŞKANLARI GÖZALTINDA

GÜNÜN FOTOĞRAFI/ BİR TUTAM ADANA