10 Ocak tarihi Gazeteciler için önemli.
Düşünmeyi söze, sözü yazıya dökmenin ne kadar zor olduğu bir meslektir Gazetecilik.
Bu günü sağ olsun büyükler Bayram ilan etmişler.
Çalışan Gazeteciler günü, Tam adı bu.
yani çalışmayan, işinden kovulan, yani şutlanmış, veya hapiste olan Gazeteciler günü değil.
Yani 'ağzına bir damla Bal çalma' diye buna denir.
Bayram'da hiç birimiz yeni kıyafetimizi giyip, özel bir yere gitmedik.
Öyle ya,
Bayramlar'da insanlar özel yerlere rezervasyon yapar, iki veya üç kişi güzellikleri yaşar.
yani para harcar...
Gazetecinin cebi dolu maşallah, nereye harcayacağını tartışıyordur ailesi ile!...
öyle şaşalı bir hayatı yoktur Gazetcinin, öyle her gün resmini veya Fiyakalı yazısını gördüğünüzde Gazete köşesinde , hayaller aleminde yaşadıklarını sanmayın.
onlar her gün, hangi Faturayı nasıl yatırırım derdindedir.
onların ödülü, Köşe yazıları okunduğunda okurlarından aldığı mesajdır tek zenginlikleri.
* * *
Siz hiç yalıda, Villa'da oturan Gazeteci gördünüzmü?
Valla gördüm, diyenler olacaktır şimdi.
Bence o gördüğün Gazateci elbisesi giymiş goy, goycudur, kalemini satan, mesleğin yüzkarasıdır.
Kötü örnek emsal teşkil etmez.
* * *
Bakın Gazeteci Anayasada korunmuştur aslında, ama siz ona bakmayın Defterde yazan her şey bazen doğruyu göstermeyebilir.
Basın hürdür, sansür edilemez!...
Neden o zaman bu kadar çok gazeteci hapiste veya hakkında soruşturma açılmış?
Veya hakkında haber yapılan Gazeteciyi eşşek sudan gelinceye kadar dövdürmüş?
'Eşşek'te sudan gelmez ki'!...
Atalar çok güzel sözler söylemiş.
'Doğuryu söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış'.
Şimdi bakın bazı veriler bütün yazıyı doğrular niteliğindedir.
Türkiye Gazteciler Derneği açıklamış bunları.
780 Gazetcinin sarı Basın kartı iptal olmuş, 144 Gazeteci öyle veya şöyle nedenlerden dolayı hapise atılmış, 839 Gazeteci yaptığı heberden dolayı Hakim karşısına çıkmış, 2016 Yılında sözle ve Fiziki saldırıya uğramış 157 Gazeteci var.
Hem döverim, hem severize güzel bir örnek bu.
bana göre yazarsan severim, ödüllendiririm, bana göre yazmazsan döverim mantığı almış başını gidiyor.
Zor şartlar altında kendi özgürlüğünü, dahası kendi bedeninden vaz geçmiş sevgidir Gazetecilik.
Ne diyelim bazıları gülü sever, bizim gibileride Gül'ün dikenini sever.
Ha, Gül'ü seven gazeteciler içinde, napalım şeref senin, istediğine kiraya verir, istediğine satarsın, ama şunu unutma, gün gelip modelin düştüğünde kimse eskidin diye üsütüne binmez, ona göre!...