Bugün, çağın dehası Atatürk’ün, Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığı, başka kurtarıcılar beklemenin ulusal onurumuza aykırılığının idrakiyle ve yalnız milletine güvenerek işgale isyan edip, kurtuluşa inanarak, yeni bir ülke yaratmanın azmiyle Samsun’a çıkışının 104.yıl dönümü.

Başını kaldırıp, kurtarmak istediği ülkeye baktığı o günü, kendi türünde dünyada tek olan NUTUK’ta şöyle tanımlamıştı: “1335 senesi Mayısının On Dokuzuncu Günü, Samsun’a çıktım. Vaziyet ve manzara-i umumiye şöyleydi…”

Düşmanlarını da, ne yapması gerektiğini de, kimlerle yapması gerektiğini de çok iyi biliyordu.

Özellikle yenilmesi gereken üç grup düşman vardı:

I.GRUP: 1.İtilaf Devletleri 2.Padişah-Halife Vahdettin 3.Damat Ferit ve Hükumeti

II.GRUP: 1.Azınlıklar 2.Vahdettin’e Bağlı Halk ve Ordu

3.İnanmayanlar-Karşı Çıkanlar

III.GRUP: 1 Çıkarcılar 2.Bağnazlar 3.Yakın Arkadaşlar

Bıkmadan, yılmadan, akla gelemeyecek, hayal bile edilemeyecek her türlü güçlüğü yenmek için, hiçbir zaman şikayet etmeden ve ümitsizliğe düşmeden, azimle, güvenle, en yakın arkadaşlarından bile, en büyük ihanetleri görmesine rağmen, tam üç yıl, dört ay (yaklaşık 1.215 gün) savaştı.

9 Eylül 1922’de ülkeyi düşman çizmesinden temizledikten sonra, çağdaş bir ülke yaratma çabalarını ve geleceği sonunda, “Ey Türk Gençliği,” diyerek bizlere emanet etti. Bunun için neye güvendiğini de açıkça söyledi: “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”

O gençlik biziz. Hepimiz. Yaşlımız yok. Şimdi görev bizim.

Bugün de ülkenin genel durum ve görünüşü hoş değil. Belki de 4.GRUP düşmanlarla baş etmemiz gerekiyor. Yapılması gereken çok şey var. Ama o büyük insanın, üstesinden geldiği zorluklarla kıyaslayınca, mazeret üretmeye bile hakkımızın olmadığını düşünüyorum.

Ama yine inanıyorum ki, ülkemiz bugün boğuştuğu, her türlü olumsuzluğun üste-sinden gelecek ve biz sağlıklı, özgür ve barış dolu günlerde, dostça, kardeşçe ve ulusal coşkumuzla yine kucaklaşacağız. Sımsıkı…

28 MAYIS, NEDEN BİR “19 MAYIS” OLMASIN?